Примери за използване на Zorunda на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Her sabah masaya oturup ona ve kızına gülümsemek zorunda değilsin.
Her gün gelip beni görmek zorunda değilsin.
Herkes beni tanımak zorunda.
Sonra seninle yatmak zorunda hissederim ve böyle gider.
Bunu söylemek zorunda kalmak istemezdim baba ama kontrolden çıktı.
Tanrıya inanmak için kiliseye gitmek zorunda değilsin.
Eğer şimdi gitmezsen, polisi aramak zorunda kalacağım.
Teşekkür ederim ama tüm o olanlardan sonra bir şey söylemek zorunda değilsin.
Ancak, belli ki, karışımın kurumasını beklemek zorunda kalacağız.
Ama sonunda gitmek zorunda olduğumuza ikna ettim.
Bunu yapmak zorunda olmadığını biliyorum.
Karşılaştığın herkesi öldürmeyi düşünmek zorunda değilsin.
Sana demiştim, benimle gelmek zorunda değildin.
Eğer susmamı istiyorsan, beni vurdurmak zorunda kalacaksın.
Kutuları taşımak zorunda değilim.
Ama gitmek zorunda da hissetme.
Bu duyguyla yaşamak zorunda kalmak çok zor. .
Sahiden şarkıyı 7 dakika 40 saniye boyunca dinlemek zorunda mıyız?
Zaten yapmak istemiyordun artık yapmak zorunda değilsin işte.
Biliyorsun, bir noktada, benimle konuşmak zorunda kalacaksın.