BILMESINE - превод на Български

да знае
bilmek
biliyor
öğrenmek
bilir
bilebilirdi
haberi
bilen
farkında
tanımak
haberdar
да разбере
anlamaya
bilmeyecek
öğrenmek
haberi
bulmaya
fark
çözmeye
anlardı
idrak
да узнае
bilmeyecek
öğrenmek
haberi
bilemez
да знаят
bilmek
biliyor
öğrenmek
haberi
bilir
bilen
да разберат
anlamak
bilmek
öğrenmek
bulmaya
fark
çözmeye
anlar
olduğunu

Примери за използване на Bilmesine на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Bev kimsenin uyuşturucuları bilmesine izin veremeyiz.
Бев, не можем да позволим на никой да знае за наркотиците.
Mavi mineralin, güçlerini senden çaldığını bilmesine imkân yoktu.
Тя няма как да знае, че синият минерал ще отнеме силите ти.
Burada bu gece gerçekten ne olduğunu kimsenin bilmesine gerek yok.
Никой не трябва да знае, какво всъщност се случило тук тази вечер.
Bir komedyenin elbise ölçümü bilmesine izin veremem.
Не искам един комик да знае кой размер е роклята ми.
Yerimizi bilmesine rağmen umurunda olmadı!
Той знаеше къде бяхме и теб не те интересуваше!
Julienin bilmesine gerek yok.
Не е нужно, Джули, да разбира.
Ama bunu herkesin bilmesine gerek yok değil mi?
Но защо всички трябваше да научат?
Bilmesine imkân yoktu.
Няма как да е знаел.
Bugün bilim adamları bu farklılıkları bilmesine karşın, farklılaşmaların nedeni konusunda kesin bilgilere sahip değil.
Учените вече знаят за тези разлики, но причините не са съвесм ясни.
Hiç kimsenin bilmesine gerek yok.
Никой няма нужда да разбира.
Kimsenin bilmesine ve kimsenin de söylemesine gerek yok.
Доминио. Никой не знае и няма нужда да научава.
Kristof Kolombun yön bilmesine ihtiyaç yoktu. Bizim de yok.
Христофор Колумб не е имал нужда да пита за посоката, нито пък ние.
Azıcık bir şey bilmesine rağmen artık çok geçti.
Малко знаеше, че беше вече твърде късно.
Nerede yaşadığımı bilmesine rağmen buraya gelip araması aptalca.
Че е дошъл тук да търси, макар че е знаел къде живея.
Benimle ilgili her şeyi bilmesine rağmen kanımca o da bana aşık olmuştu.
Предполагам и тя се е влюбила в мен, въпреки че е знаела всичко за мен.
İnsanların adımı bilmesine yardımı olur diye düşündüm.
Помага, така хората знаят как да ме наричат.
Bunu bilmesine rağmen, karşınızda sizden bir şans istiyor.
Знае какво ще се случи и въпреки това иска шанс.
Bu işleri bilmesine rağmen nasıl bir doktor bunu diler.
Кой доктор, знаейки как се случват нещата.
Birinin bilmesine sevindim.
Радвам се, че някой знае.
Ve ayrıca bilmesine gerek yok.
Плюс това, не е нужно да разбира.
Резултати: 153, Време: 0.1011

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български