Примери за използване на Bilmesine на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bev kimsenin uyuşturucuları bilmesine izin veremeyiz.
Mavi mineralin, güçlerini senden çaldığını bilmesine imkân yoktu.
Burada bu gece gerçekten ne olduğunu kimsenin bilmesine gerek yok.
Bir komedyenin elbise ölçümü bilmesine izin veremem.
Yerimizi bilmesine rağmen umurunda olmadı!
Julienin bilmesine gerek yok.
Ama bunu herkesin bilmesine gerek yok değil mi?
Bilmesine imkân yoktu.
Bugün bilim adamları bu farklılıkları bilmesine karşın, farklılaşmaların nedeni konusunda kesin bilgilere sahip değil.
Hiç kimsenin bilmesine gerek yok.
Kimsenin bilmesine ve kimsenin de söylemesine gerek yok.
Kristof Kolombun yön bilmesine ihtiyaç yoktu. Bizim de yok.
Azıcık bir şey bilmesine rağmen artık çok geçti.
Nerede yaşadığımı bilmesine rağmen buraya gelip araması aptalca.
Benimle ilgili her şeyi bilmesine rağmen kanımca o da bana aşık olmuştu.
İnsanların adımı bilmesine yardımı olur diye düşündüm.
Bunu bilmesine rağmen, karşınızda sizden bir şans istiyor.
Bu işleri bilmesine rağmen nasıl bir doktor bunu diler.
Birinin bilmesine sevindim.
Ve ayrıca bilmesine gerek yok.