Примери за използване на Bir fosil на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Çinde 518 milyon yıl öncesine ait yeni bir fosil, yerleşim yerinde bulundu.
Bir fosil olmak istiyorsanız, aslında kemiklerinizin çabucak
Ölü Türlerin Yürüyüşü'' teorisini kanıtlayan bir fosil olduğunu öğrendin ve Doug Newbergi ele geçirirken öldürdün.
Onun bir bakteriye ait tam bir fosil olup olmadığı şüpheli. O bakterinin bir parçası
Ve tam bu noktaya vardığı zaman daha önce görmediği türde küçük bir fosil dikkatini çekti.
Ya sana, artık geçmişte kalmış bir dönemin simgesi pis bir fosil olduğunu söylesem ne dersin?
Yıl önce, ışığın yeryüzündeki hayata nasıl şekil verdiğini gün yüzeyine çıkaran Burgess Shalede bir fosil yatağı bulundu.
antropologlar böyle bir canlıya ait bir fosil bulamadılar.
Eğer sadece bir kanadın kenarına bunları koyarak elde ettiğinizi düşünürseniz bu müthiş bir fosil yakıt tasarrufu.
Zengin bir fosil yatağı olan Burgess Şeyli bu Kambriyen patlamayı detaylı bir şekilde belgeler.
Belki de bir fosil falan ya da buza gömülmüş bir hayvandan geriye kalanları buldular.-
Devasa bir fosile benziyor.
Siz dostum, yaşayan bir fosilsiniz.
Siz dostum yaşayan bir fosilsiniz.
İlginç derken astımlı bir fosilin saatlerce roman okumasından mı bahsediyorsun?
John gibi biri benim gibi bir fosilin peşine düşsün!
Bir fosile benziyor.
Ama Gigantoraptorın yakın akrabalarından birinin bir fosili üzerinde korunmuş tüyler bulundu.
Bilimin bir fosilden mağara adamlarının varlığını kanıtlayabilmesi mümkün değildir.
Bir fosile benziyor.