Примери за използване на Bir kola на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bir kola şişesini kırmak neredeyse imkansızdır.
Kameralar o irtifadan bile bir kola kutusunun üstündeki yazıları okuyabilirler.
Yani benim memleketimde otomatlardan sadece bir kola, bir de çikolata alabilirdin.
Benny, bir kola.
Buffaloda sokaktaki bir kola makinesi veya bir izmarit de, bir yıldızdaki atomlardan oluşuyor.
Ben iki tane dondurulmuş Extravaganza bir kola, bir de iki tane büyük boy çikolatalı cips alayım.
Eğer sizin hayatınız boyunca harcadığınız elektrik nükleer enerjiden gelseydi bunun toplam atığı bir Kola kutusuna sığardı-- bayağı ağır bir Kola kutusu, 900 gram kadar.
hareket hâlindeki bir kola benziyordu ve sarp kıyıdan yukarı yürümeye başladı.
Beyindeki motor korteks üzerine çipler yerleştiriliyor ve boyundan aşağısı tutmayan hastalar böylelikle bir tekerlekli sandalye kullanabiliyor ya da robotik bir kola hükmedebiliyorlar.
bilirsiniz, veya bir kola, veya bir ele?
Güçlü bir kolu var.
Tek bir kolum var.
Kırılmış bir kolu ve zonklayan bir kafası var.
Senin de neredeyse bir kolunu kaybettiğini duydum.
Bir kolunu kaybettin tatlım!
Babam kırık bir kol ve alnında bir kesikle hastaneye doğru sürüyor.
Tek bir kolunu kaybetmenin kötü olduğunu mu düşünyorsun?