Примери за използване на Canlı canlı на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Yaslı adam canlı canlı kurbağayı yedi.
Evsiz barksızlara canlı canlı otopsi yapmak ve hâlâ atan kalpleriyle yakartop oynamak mesela?
O ailesi tarafından canlı canlı gömülen, başka bir kızdı.
Ben bunları canlı canlı gördüm!
Fareler borudan içeri girip onu canlı canlı yemişti.
Canlı canlı gömüldü.
O ses tellerini canlı canlı dinlemek için heyecanlıyım.
Onu canlı canlı izlemeye ne dersin?
Canlı canlı görmek lazım!
Hem de canlı canlı!
Ben de bunları canlı canlı görüyorum.
İşte bu yüzden birkaç maçı canlı canlı izleyeyim diyorum.
Gus Haynes, canlı canlı.
Ben ilk defa canlı canlı izledim.
Ben de gerçek soruşturmaları canlı canlı izliyordum.
Canlı canlı gömülmek normal
Kanser beni içten içe canlı canlı yiyor. Bu yüzden hâlâ gücüm yerindeyken sonun gerçekliğini kabullenerek kendi sonum olduğundan emin olacağım.
Muhtemelen güvenmemelisiniz, ama burada kalırsanız sizi canlı canlı yakmaya çalışan her kimse ona kolay hedef olacaksınız.
Kendimi balık yahnisi içinde canlı canlı kaynatıp kepçe
Sana 1960 yılında şimdiki kurbanlar gibi canlı canlı derisi yüzülerek öldürülmüş… adamların dosyalarını göstermiştim.