CANLI CANLI - превод на Български

жив
canlı
yaşayan
sağ
diri
diri diri
hayatta
yaşıyor
живи
canlı
yaşayan
sağ
diri
diri diri
hayatta
yaşıyor
жива
canlı
yaşayan
sağ
diri
diri diri
hayatta
yaşıyor
живо
canlı
yaşayan
sağ
diri
diri diri
hayatta
yaşıyor
наживо
canlı

Примери за използване на Canlı canlı на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Yaslı adam canlı canlı kurbağayı yedi.
Момче е изядено живо от крокодил“.
Evsiz barksızlara canlı canlı otopsi yapmak ve hâlâ atan kalpleriyle yakartop oynamak mesela?
Дисекция на живо на бездомници и подритване на още туптящите им сърца?
O ailesi tarafından canlı canlı gömülen, başka bir kızdı.
Тя е била друго момиче, погребано живо от родителите си.
Ben bunları canlı canlı gördüm!
Виждал съм ги на живо.
Fareler borudan içeri girip onu canlı canlı yemişti.
Плъхове бяха влезли през тръбата и го бяха изяли живо.
Canlı canlı gömüldü.
Изгорян жив.
O ses tellerini canlı canlı dinlemek için heyecanlıyım.
Развълнуван съм да чуя тези гайди на живо.
Onu canlı canlı izlemeye ne dersin?
Искаш ли да го видиш на живо?
Canlı canlı görmek lazım!
Трябва да се види на живо!
Hem de canlı canlı!
Извънредно и на живо!
Ben de bunları canlı canlı görüyorum.
Виждал съм ги на живо.
İşte bu yüzden birkaç maçı canlı canlı izleyeyim diyorum.
И точно за това си мисля, да гледам все повече мачове на живо.
Gus Haynes, canlı canlı.
Гас Хейнс в плът.
Ben ilk defa canlı canlı izledim.
Това беше единственият път, когато съм го гледал на живо.
Ben de gerçek soruşturmaları canlı canlı izliyordum.
Започнах да гледам разпити на живо.
Canlı canlı gömülmek normal
Знам, че не е естествено, да си заровен жив, но ни трябва редовна рота,
Kanser beni içten içe canlı canlı yiyor. Bu yüzden hâlâ gücüm yerindeyken sonun gerçekliğini kabullenerek kendi sonum olduğundan emin olacağım.
Ракът ме изяжда жив отвътре, така че докато все още имам сила, ще се стегна, и бъди сигурен, че приключвам.
Muhtemelen güvenmemelisiniz, ama burada kalırsanız sizi canlı canlı yakmaya çalışan her kimse ona kolay hedef olacaksınız.
Най-вероятно не трябва, но ако останете ще сте като мишени за този, който се опита да ви изгори живи.
Kendimi balık yahnisi içinde canlı canlı kaynatıp kepçe
Щях да се сваря жив в една порция супа,
Sana 1960 yılında şimdiki kurbanlar gibi canlı canlı derisi yüzülerek öldürülmüş… adamların dosyalarını göstermiştim.
Показвам ти досиета на хора, които са убити през 1960… Одрани живи, както и сегашните жертви.
Резултати: 494, Време: 0.0514

Превод дума по дума

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български