Примери за използване на Dalı на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bir zeytin dalı, bir meşe dalı ve bir meşale.
Grekler, olimpiyat oyunlarında kazananlara armağan olarak zeytin dalı verirlerdi.
Beyaz güvercin ve zeytin dalı ise barışın sembolü olarak tanınır.
Daha iyi görebilmek için, dalı kestin.
Dalı değil.
Kes şu dalı.
Tek gözünün üstüne birkaç çam dalı bile koydum.
Zeytin Dalı, barışı sembolize eder.
Önce şu dalı çıkarmalıyım.
Hava durumunu inceleyen bilim dalı ise metrolojidir.
Sorun su ki, evimin çatısında rahat davranmamı engelleyen ağaç dalı var.
Barış görüşmelerinin ortasında Pragı işgal edip sonrasında da zeytin dalı uzatıyor.
Hayır, dalı.
Yeni bir şeye merak salmıştı, nöroloji: sinir hastalıklarını inceleyen bilim dalı.
sonunda kuru bir hurma dalı gibi olur.
Havadaki süper sıcak gazlar alevi ilk önce yakalıyor ve dalı tutuşturuyor.
Ramus mortium, ölüm dalı.
Zeytin dalı.
Yogi, dalı yakala!
O bir barış zeytin dalı giydi.