DAVALARIN - превод на Български

дела
davaları
işler
della
dava
payını
meseleleri
yaptıklarını
hisselerini
dosyaları
случаи
vakalar
durumlarda
davalar
olaylar
dava
dosyaları
örnekleri
процеси
süreçler
işlemler
davalar
prosesleri
mahkemeleri
duruşmalar
делата
işlerini
davaların
yaptıkları
amelleri
dava
dosyaları
случаите
vakaları
davalar
olaylarını
durumda
dosyaları
olguların

Примери за използване на Davaların на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Washingtonun bölgedeki geri kalan davaların mümkün olduğu kadar kısa sürede sonuçlandığını görmek istediğini vurguladı.
Сюлейман Тихич Уилямсън подчерта, че Вашингтон би искал оставащите случаи да бъдат приключени възможно най-скоро.
Peki, sizin ve Bay Thomasınki gibi davaların buz hokeyi sporuna zarar vereceğini düşünmüyor musunuz?
А не смятате ли, че дела като вашето и това на г-н Томас ще навредят на хокея?
sivil davaların ve son olarak bir isyanın merkezi oldu.
епицентър на полицейска корупция, граждански процеси и съвсем скоро на бунт.
Taçeva gazetecilere verdiği demeçte, ABnin'' soruşturmaların ilerlediği, davaların mahkemelere intikal ettiği ve cezalarla sonuçlandığını görmek istediğini'' söyledi.
ЕС"иска да види, че разследванията напредват, делата се внасят в съда и приключват с присъди", заяви Тачева пред репортери.
Sen ne düşünüyorsun? Davaların terfi almanı sağlayacak mı? Uyuşturucu ve diğer suçları kim takar?
А вие мислите ли, че ще се издигнете с криминалните и нарко дела?
Restitution Network, davaların yüzde 90ında malların fiziksel olarak iade edilebileceğini bildiriyor.
Реституционната мрежа съобщава, че в около 90 процента от случаите собствеността ще може да бъде върната.
Davaların niteliğine göre, tanıklar yabancı ülkeye gönderilebiliyor, kimlikleri değiştirilebiliyor
В зависимост от естеството на делата свидетелите може да бъдат депортирани в чужбина,
Suljagiç davasında alınan karar sonrasında,'' benzer mahiyetteki diğer tüm davaların aynı gerekçeyle AİHM tarafından reddedildiğini'' kaydetti.
След решението по делото на Сулягич"всички подобни дела бяха отхвърлени от ЕСПЧ на същото основание".
Kurbanların aileleri mahkemelerin veriminden memnun değilken, mahkemeler de davaların karmaşık olduğunu ileri sürerek gecikmeleri haklı gösteriyor.
Семействата на жертвите не са удовлетворени от ефективността на съдилищата, а съдилищата се оправдават за закъсненията с твърдението, че делата са сложни.
Hastanenin avukatı olarak Bay Tucker tecavüz suçlaması da dâhil olmak üzere hangi davaların hastaneyi büyük bir ödeme yapmak zorunda bırakacağını biliyordu.
Като адвокат на болницата г-н Тъкър знае за кои дела болницата трябва да плати големи суми, включително и обвинения в изнасилване.
Avukat ve eski Adalet Bakanı Dragan Soc, davaların birden fazla nedenden ötürü sürüncemeye girdiğini söylüyor.
Адвокатът и бивш министър на правосъдието Драган Шоч каза, че делата се протакат по няколко причини.
Hakim Etik Yasası Komisyonu Başkanı Neven Gosoviç, davaların hassas bir konu olduğunu söyledi.
Председателят на комисията по Етичния кодекс на съдиите в Черна гора, Невен Гошович, каза, че делата са деликатен въпрос.
Avukat, bu tür bir hukuki statükonun bazı Avrupa mahkemelerinde duyulmadığını söyleyerek, davaların sonuçlanması için bir süre verilmesinin soruna bir çözüm olabileceğini sözlerine ekledi.
Той каза, че подобно юридическо статукво е нещо нечувано в някои европейски съдилища и добави, че едно от решенията може да бъде въвеждането на краен срок за решаване на делата.
Suçlamaların ciddiyeti ve ilk davaların görülme şekli dikkate alındığında, Lora davasına Hırvat yargı sisteminin kendi savaş suçu davalarını görebilme becerisinin bir sınavı olarak bakılıyor.
Предвид сериозността на обвиненията и развитието на първия процес делото"Лора" се смяташе за проверка на способността на хърватската съдебна система да води процеси за военни престъпления.
Ankara merkezli Anadolu Stratejik Araştırma Vakfının başkanı Gökhan Çapoğlu, davaların bazen sanıklar cezaevinde ölecek kadar uzun sürdüğünden endişeleniyor.
Гьокхан Чапоглу, ръководител на Анадолската фондация за стратегически изследвания със седалище в Анкара, е загрижен, че процесите понякога продължават толкова дълго, че обвиняемите умират в затвора.
dahil olmak üzere bu davaların hiçbirinde sonuca ulaşılamamış olması endişe verici.
е предаден на съда, включително случаят с Амди Байрам.
Davaların yerli mahkemelerde görülmesinin yerel nüfusa savaş suçlularını adalete teslim etme sürecine katılma olanağı sağlayacağını da sözlerine ekledi.
Провеждането на процеси в местни съдилища ще даде възможност на местното население да участва в процеса на изправяне на воннопрестъпниците пред правосъдието, добави той.
Bunu açıklaması biraz zor, fakat çalıştığımız davaların bir kısmı bize yeni bir bakış açısı kazandırdı.
Трудно е за обяснение, но някои от случаите, по които работим напоследък, ни дават нов поглед над нещата.
Şüphelilerin azami gözaltı süresinin aşıldığı davaların çoğu, şu anda yerel mahkemelerde değil,
Повечето от делата, при които е превишен максималният срок на задържане на заподозрените, в момента се намират във Върховния апелативен съд,
Sırp Adalet Bakanı Vladan Batiçin de, Vukovar katliamıyla ilgili bazı davaların Sırbistanda görülebileceğini söylediği bildirildi.
Сръбският министър на правосъдието Владан Батич бе също цитиран да казва, че някои от делата за масовите убийства във Вуковар могат да бъдат гледани в Сърбия.
Резултати: 62, Време: 0.0621

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български