Примери за използване на Gülerken на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Babam bir şaka yaptı, o da gülerken üzerine düştü.
Evet, o zamandan beri onu gülerken görmedim.
Seni ne zamandır gülerken görmemiştim.
Oysa görmek isterdim seni gülerken.
Seni ilk kez gülerken görüyorum.
Bu olaydan beri onu ilk kez gülerken gördüm.
Seni ilk defa gülerken görüyorum.
Bazen bir hafta boyunca seni gülerken gördüğüm tek anlar onlardı.
Onu bir kere gülerken gördüm.
Ben sadece, seni yeteri kadar gülerken görmediğimi söyledim.
Moo Yeol seninle birlikte gülerken iyi görünüyor.
Neden o? O bize gülerken biz onu yakalayamadık.
öksürürken veya gülerken kötüleşen göğüs ağrısı.
Seni'' Çılgın Motorcular''* izleyip gülerken yakaladım.
Sonra onu yine gördün, gülerken, muhtemelen yüzbaşı Kwana.
İlk defa sizi gülerken görüyorum.
Güzel olan tarafıysa bu insanları yanıltan bir şey değil, çünkü bir yüz gülerken, diğeri somurtuyor.
Su an için tek yapabilecegim onu iki gün burada tutmak tabi avukati onun yaninda oturup bana gülerken ve ekibinin üyeleri ortadan kaybolurken.
Herkes gülerken ve içerken o sadece yürürmüş tüm bu insanlara sırtını dönüp oturacağı aynı noktaya ulaşana kadar.
Onun saçının kokusunu, kötü olsalar bile şakalarıma gülerken burnunun aldığı şekli özledim.