Примери за използване на Gelse на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bir kötülük başınıza gelse, onunla sevinirler!
Ne zaman çiçek gelse bileceksin ki Sean gönderdi.
Gelse bile hiç şansımız yok!
Tüm ayetler onlara gelse bile. Ta, o korkunç azabı görünceye kadar.
Mac bizim yanımıza gelse anomaliyi izlemede sıkıntı yaşar mısın?
Kondüktör ne zaman gelse, bunu anlıyordu.
Bilmem gelse iyi olur.
Jake gelse iyi olacak.
Max hemen gelse iyi olur.
Dünyanın sonu bile gelse, seni koruyacağım.
Biri gelse iyi olur.
Eğer Cliff Burton bugün gelse, belki onu almazdık.
Onlara her çeşit mucize gelse bile, acı azabı görünceye kadar( inanmazlar).
Tren gelse ama içinde ben olmasam.
Senin gerçekten sonun gelse dahi hiçbir kaygın olmayacak.
Ama o buraya gelse de… herşeyi yapabilecek tek kişi o.
Gerçekten gelse komik olur.
Elimden gelse, burada kalmana seve seve izin verirdim.
Ne zaman sana gelse, sen ona inanmayı reddediyorsun.
Dünyanın sonu bile gelse… Bu düşü sonsuza kadar görmek istiyorum!