Gelse Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Keşke Bay Verloc gelse.
Bu ne kadar salakça gelse de Amerikayı umursuyorum.
Keşke Chat geri gelse.
Rosie teyze de fakir, ama o ne zaman gelse mücevher kutunu saklıyorsun.
İkisi de gelse sorun olmaz mı? Çok heyecanlanacak?
Ona memnun olacağı bir şey gelse şükreder; bu hayırdır.
Onun için yaptıklarımızdan dolayı bize teşekkür eder. Bu yüzden Wahtye şimdi gelse.
Beyoncé buraya gelse.
Ona derler Cushie Butterfield ve keşke gelse yanıma!
Shakespeare dahi çıkıp gelse mezardan.
Onlara her çeşit mucize gelse bile, acı azabı görünceye kadar inanmazlar.
Biraz insan gelse iyi olur!
Dağınıklık- sizin için anlamını yitirmiş birkaç şey vermek anlamına gelse bile.
Hayır. O, Brooklyne gelse daha iyi olur.
Üç sene sonra gelse ne olur?
Ne zaman oyuna gelse… onun için her maç 100 gol atmak isterdim.
Ted gelse iyi olur.
Bu her şeyden fedakarlık etmeniz anlamına gelse bile.
Ne zaman o olay aklına gelse müzik dinle.
Annen şu an eve gelse anlardı, sence de öyle değil mi?