GETIRME - превод на Български

води
suları
götürüyor
getiren
getirdi
rüzgar attı
yol açar
getiriyor
götür
çıkıyor
götürür
носи
taşıyor
giyiyor
takıyor
getirdi
getirir
getiriyor
taşır
taktığını
giyer
yanında
да доведе
neden
getirmek
sebep
yol
çağırsın
sebebiyet
sonuçlanabilir
не го
onu
bunu
ona
sakın
öyle
buna
değil mi
yapmak
zaten
да донесе
getirsin
getirecek
getirir
biraz
bir getiremez
не ми
bana
beni
да внеса
getirmeye
sunmak

Примери за използване на Getirme на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Bize daha fazla karanlık getirme.
Не ни носи повече тъмнина.
Yanında kimseyi getirme.
Не води никой.
Silahlı çatışmaya asla bıçak getirme.
Никога не носи нож при престрелка.
yeter ki onu eve getirme.
просто не я води у дома.
Sakın cep telefonu getirme.
Не ми носи телефони.
Hayır. Onları buraya getirme.
Не, не ги води тук.
Böyle bir yere asla kredi kartı getirme.
Никога не носи кредитната си карта на място като това.
Onu işe getirme.
Не го води на работа.
Yani Maryi buraya getirme kararı sizindi?
Вие решихте да доведете Мери тук,?
Pekâlâ, bardakların geri kalanını getirme zamanı.
Време е да донеса останалите чаши.
Bize bir daha pizza getirme.
И стига си ни носила пици.
Binbaşı Celliersi koğuşa telsiz getirme gibi bir suçla idam etmezsiniz.
Няма да екзекутирате майор Селиърс за това, че е донесъл радио в болнично отделение.
Bu geri getirme imkani nedir.
Това е една възможност да си ги връщаме.
Seni buraya getirme yöntemim kabacaydı.
Доведох те тук по доста груб начин.
Evet ama Volkoffun bizi buraya getirme sebebi bir şeylerden tedirgin olması.
Доведе ни тук, защото нещо го тревожи.
Ya bizi buraya getirme sebebi artık eve dönmeye hazır olmasıysa.
И ни е довела тук, защото… е готова да се прибере вкъщи.
Şarap getirme sırası kimde?
Чий ред е да вземе виното?
Sana mandalina getirme dedim!
Казах ти да не ми носиш мандарини!
Buraya getirme sebebim o değil.
Не затова я донесох тук.
Bizi geri getirme yolunu bulana kadar herkesi hayatta tutmak.
Да ги опазя живи, докато намерят начин да се върнем.
Резултати: 118, Време: 0.1106

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български