Примери за използване на Haç на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Haç bu değil salak!
Haç yok.
Bu yüzden ormana dört değil,… üç tane haç diktin.
O haç bana lazım.
Bahçemde haç yakılmasını istemiyorum.
Sonrada Krampustan korunmak için kapına haç taktın öyle mi?
Haç bir mantardı. Ve mantar aynı zamanda iyiliğin ve kötülüğün ağacıydı.
Bazıları süs için de olsa- haç taşımaktadırlar.
Bu görüşe göre İsa Mesih asla haç üzerinde ölmemiş, sadece bayılmıştır.
Haç kırmızı ve beyaz ipliklere sarıldı
Bakın, motorcuların çoğu metal haç takar.
Haç bize ıstırap çekmeden gerçek aşkın olmayacağını, acı çekmeden de bir hediye olmayacağını hatırlatır.
Ira Rosenbergin tek kızının yatak odasının duvarına haç çakmasından mı?
Haç görüldüğü gibi beni ve boksör arkadaşımızı etkilemiyor.
Sevmedikleri: Tahta, ateş, haç ve sarımsak.
Haç onları kaçırmaz, güneş ışığı öldürmez.
Ancak her birisi ağır birer haç taşıyor olacak.
Kimlerin melek olduğunu öğrenirsek, haç sayımızı fazlasıyla artırabiliriz.
Charlotte, sana verdiğim haç nerede?
Ku Klux Klan bahçemizde haç yakıyor.