Примери за използване на Halde на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
S 3/7/9 Kabı iyice kapalı halde, serin ve iyi havalandırılan bir yerde koruyunuz.
Trey kimseyle konuşacak halde değildi.
Oyun oynayacak halde değilim!
O halde mümkün kıl.
O halde neden kaçmaya--.
Onu baygın halde buldum, hastaneye götürdüm.
O halde bu kartpostallar bilmediğimiz bir şeyi söylemeyecek.
Kağıdı orijinal ambalajında ve kapalı halde saklayın.
Müdür odasındaki korkak öğrenci rolunü oynayacak halde değilim.
Tamam, güzel. Ama bak, pantolonum ne halde.
Tommynin annesi ziyarete gelecek halde değildi.
Yüklü halde değilse eğer.
Bir sorununuz var o halde.
oğlu konuşabilecek halde değiller.
O halde Liu-Sanı niye evlatlık edindin?
Bize ihtiyacınız yok o halde.
Araba kullanacak halde değilsin.
Dedem sigara içtiği halde 97sine kadar yaşadı.
Yarın görüşürüz o halde.
Bunu bildiğim halde onu işe aldım.