Примери за използване на Haraç на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Haraç ödemen gereken iblislerin sayısı azaldı.
İçerideyken bile sokaklardan haraç topladığın kulağıma geldi?
Bazen düşünüyorum da Yönetici için haraç topladığımızda daha iyi durumdaydık.
Varlıklı bir işadamı olan Gino Fishin haraç toplayıcısı.
Latinler ve zenciler için haraç toplayın.
Varoş Zengini'' mi? Uyuşturucu, korku, haraç. Adamın işi bu.
Haraç verecek hâlim de yok.
Haraç nedir iyi bilirim.
Haraç Merkezini görebiliyoruz kumandan.
Arkadaşlarının Haraç Merkezinde olduklarını bilmediğimi mi sanıyorsun?
Haraç günü.
Haraç günü sona erdi.
Konstantine Konali haraç, kumar, mücevher ve silah kaçakçılığıyla uğraşıyor.
Hefner daha fazla haraç almak için İrlandalıları sıkıştırıyor.
SPECTREnin temsil ettiği iki görevi gerçekleştirdik: terör ve haraç.
Bu evin dekorası pek çok kişiden alınan haraç paralarıyla yapıldı.
Hayır, haraç kesiyorsun.
Cinayet. Haraç.
Kaçakçılık, para sızdırma, haraç ve elbette Kassa trafiği operasyonlarını denetleyen 20 birey var.
Haraç olarak önerebilecekleri gümüş ve diğer hediyeler için alım satım yapmak adına Akdeniz boyunca yelken açtılar.