Примери за използване на Iple на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
İki teneke kutu ve bir iple daha iyi konuşulur!… artı 100.
Sonra da iple enerjisini aşağı iletir.
O günü iple çekeceğim.
Gözden ırak bir yerde, kürek ve iple seni bekliyordu.
Kamyon yaralıya doğru iple inmek istiyor.
Bir keresinde, park yerinde kaya ve iple deri soyan birini gördüm.
Sonraki hayatı iple çekiyorsundur.
Bu küçük tavşan kulakları iple bağlanmış!
Selam tatlı şey, yarın akşamı iple çekiyorum.''?
Planladığımız gibi burada olsaydı beni iple aşağı sarkıtabilirdi. Ama o aletinin dikine gitti.
Gerçek şu ki… Ne zaman kaçmaya başladığında o seni iple bağlamak istemişti.
bacaklarımın arasında iple çok uzun zaman durabilirdim.
Hıristiyan olmayanların,'' feryat figan'', cehennemi boylayacakları günü iple çekiyorlar.
Yargıçın Şeytandan, silah ve iple söküp aldığı toprakları bir heybe dolusu kağıtla çalmayı becerdi.
Ve insanlar o iple yukarı tırmanarak istediklerini elde edeceklerini sanırlar bu yüzden düşünmeden tutunurlar.
Ömrüm boyunca cumayı iple çekmekten başka iş yapmadım ve kalkmış bana, yarın cuma, diyorsun.
Ve seninle öğle yemeği yemeyi iple çekmekten başka bir şeyi olmayan bir hayatı yaşamaya beni mahküm ettiler.
Kaplan avı için, kaç defa küçük bir çocuğu, iple ağaca bağlayarak ağacın üstünde tüfeğinizle pusuya yattınız?
Kapıyı açın, Ölü İnsanlar, yoksa biz kırıp içeri gireceğiz… kendinizi astığınız iple sizi sürükleyeceğiz!
mantıklı olur çünkü çocuğun el ve ayakları iple bağlanmıştı.