Примери за използване на Onundur на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Buradaki tüm kitaplar onundur.
Benim neyim varsa onundur.
Yerdeki her şey, kim bulduysa onundur.
Eğer yalnız bir tane ise yarısı onundur.
Fikir tamamen onundur.
dilediğinin rızkını daraltır; şüphe yok ki o, her şeyi bilir.
Onundur saltanatı ve tedbiri göklerin ve yeryüzünün, yaşatır
Mavi Kobraların bölgesindeki o yeri elinde tutarsa onundur demiştin.
Üstümdeki en büyük etki onundur, elbette Swami Bahanın,
Şüphe yok Allah, öyle bir mabuttur ki onundur göklerin ve yeryüzünün saltanat
Caruso, güneş sistemi diyemiyordu ama ikimizinde ağızını burnunu kırabildiği sürece tüm evren onundur.
bırakılanın üçte ikisi onlarındır; şayet bir ise yarısı onundur.
bahse girerim bu kan onundur.
Bana, ancak orasını emin bir harem olarak halkeden bu şehrin Rabbine ibadet etmem emredildi ve onundur her şey ve Müslümanlardan olmam emredildi bana.
De ki: Ne kadar yatıp kaldıklarını Allah daha iyi bilir; onundur göklerdeki ve yeryüzündeki gizli şeyler,
O telefonda. Bay Pike ile görüşmek istiyor.
O Davey Crockett
Ama o Sarah Jessica Parker!
Hayır, hayır, hayır, hayır o Führer için!
Sen görüşemezsin çünkü o benim 7/24 donutçum