Примери за използване на Oturman на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Evet, üstüme oturman hoşuma gider?
Oturman gerek.
Senin oturman gerekmiyor mu?
Şapkanla hiçbir şey yapmadan oturman saçmalık.
Burada güçsüz, korunmasız bir hâlde oturman işime geliyor.
Başbakanın adına toplantıyı yönetiyorsan doğru sandalyede oturman gerekmez mi?
Trafikte olman, traş olman ya da parkta oturman, umrumda değil.
Anne, arabada oturman gerekiyordu.
Tek istediğim sinirim geçene kadar benimle burada oturman.
Sadece oturman ve bu'' fikir'' programlarını görmen gerekiyor sabah altı ile sekiz arasında.
Koltuğumda oturmuş başkanın konuşmasını izliyordum
Gel, otur şuraya. Sana yiyecek bir şeyler hazırlayacağım.
Oturduğu yeri biliyorum.
Otur ve konuşma demiştim sana.
Neden oturmuyorsunuz müfettiş bey?
Otur Marf. Patron sen değilsin patron benim.
Arkalara oturmuş, okuyordu.
Sadece burada otur ve bekle.
Ama oturduğu daire muhtemelen gayet boktan bir yer.
Şimdiyse burada oturmuş bir sonraki öğünün için bilardo oynuyorsun.