Примери за използване на Saatin на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Şehrin geçmişini biliyorsa, saatin nereden geldiğini de bilecektir.
Saatin kaç olduğu umrumda değil, yalnızca kuşların ötüşünü duymak istiyorum.
Önümüzdeki birkaç saatin ikisi için de kritik olduğunu söylüyorlar.
Neden bu kadar çok eski saatin var?
Üniversitede de uyku saatin yok mu?
Saatin kırıldığı anda ki tam zamanı belirledin mi?
Saatin alışılmadık olduğunu biliyorum, ama yaşadığımız zaman alışıldık.
İstasyonda saatin altında buluşacaktık ama orada yoktu.
Saatin kaç olduğunu biliyorsun madem, neden bana söylemedin?
Çünkü çok fazla saatin var.
Anlaşma imzalanmadan önce birkaç saatin var.
Saatin var mı?
Saatin muhtemelen bize bir oyun oynayarak hızlıca ilerledi
Binkyi saatin içine koyduğunu da kimseye söylemem.
Wilhelm ve Timothy saatin kaç olduğuna dair kendi fikirlerini söylediler.
Yarım saatin var, Burke.
Ciddi misin? Çevrimiçi geçirdiğimiz onca saatin anlamı yok mu?
Yani saatin 4 buçuğu gösterdiğinde kıçın dördüncü katta olsa iyi olur.
Cambridgede dört yıl önce, Korpus saatin açılışında.
Bir zamanlar biri bana, para kazanmadığı her saatin lüks olduğunu söylemişti.