Примери за използване на Yaşaman на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bir komünde yaşaman herşeyi reddetmek zorunda olduğunu göstermiyor.
Zaten herkes nasıl yaşaman ve kimi sevmen gerektiği konusunda ahkâm kesip duruyor.
Hayatını yaşaman gerek.
Kimse Sana nasıl yaşaman gerektiğini öğretemez!
Tanrının emri olmadıkça yaşaman ya da ölmen onların umrunda olmaz.
Dharma. Böyle bakarsak okulda yaşaman gerekirdi.
Bütün hayatın boyunca ikili bir hayat yaşaman gerekecek.
Bu şekilde yaşaman nasıl da üzücü?
Tek başına yaşaman, pes ettiğini söylemek gibi olur.
Burada yaşaman çılgınlık.
Hala büyükannenle yaşaman çok güzel.
Senin yaşaman daha önemli.
Benim bodrum katımda yaşaman için neden sana para verdi?
Tüm bu semptomları yaşaman nedenin de buydu.
Yaşaman mümkün olacak mı?
Yaşaman lazım.
Yalnız yaşaman çok tehlikeli.
Hiçbir şey yapmadan yaşaman için paran olması gerekir.
Kendini kandırman ve böyle yaşaman çok canını yakmıyor mu?
Benimle yaşaman için davet ettim.