Примери за използване на Yerdeki на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Asla, sakın asla, asla, asla yerdeki kapıyı açma demiş.
Bittikten sonra yere doğru baktım yerdeki pisliğe.
Merdivenlerden yukarı çıktık ve yerdeki işleme tesisine baktık.
Gerekli yerdeki link ile değiştirin.
Bakın, hırsızın söküp çıkardığı yerdeki üç sıra kırılmış vidayı görebilirsiniz.
Yerdeki bir delikten başka, sanki orada hiçbir şey yokmuş gibi görünüyor.
Yerdeki şu kırmızı şeyler ne,?
Her yerdeki, bütün Siberlerden sinyal topluyorsun.
Biri yerdeki çamuru, diğeri gökyüzündeki yıldızları görür.
Herhangi bir yerdeki adaletsizlik, her yerdeki adalet için bir tehdittir.- Martin Luther King.
Yerdeki saçlar senin, değil mi?
Şimdiyse yerdeki patatesleri yiyorum.
Yerdeki bir Protestan çukurundan üniversite diploması almış bir köylü.
Yerdeki hava sıcaklığı 20 derece.
Yerdeki Timmy bozuntusu az kalsın yüzünü yiyecekti embesil.
Mavi renkli görülen yerler ise yerdeki çekilmiş görselleri
Otüz üç fokstrottan, tüm yerdeki birimlere; Palmdale sapağına yaklaşıyoruz.
Cesetleri bulduğumuz yerdeki hava koşullarını teyit ettirdim.
Delik, yerdeki çukurlara denir oğlum.