Примери за използване на Zora на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Eğer bize yardım etmezseniz,… tüm çeteyi enselememiz zora girer.
Benim doğumumla hayatları çok daha zora girmişti.
Evet, Zora.
Onları çok zora koşuyorsun.
Adamını öldürdüm. Seni zora soktum.
Endişelerim var, efendim sizin işiniz biraz zora girecek sanırım.
Ben de seni gördüğüme sevindim Zora.
İşler zora girince aşka nasıl devam ediyorsunuz
Demek oluyor ki, bazılarımızın, işler zora girdiğinde sırtını dayayacağı zengin babaları yok.
Burada görülmen bile durumu yüz katı zora sokar, anlıyor musun?
Hükümet, pazarlık yapmaya büyük oyuncular kadar iyi organize olmadığı'' için görüşmelerin zora girdiğini söyledi.
sen istediğini elde etmek için yeteneğini zora başvurmak için kullanıyorsun.
ABnin BH heyeti sözcüsü Zora Staniç SETimesa verdiği demeçte,'' BH vatandaşları yine Hırvatistana seyahat edebilecek,
Ama izin verirsen sana bu zor günlerinde yardım etmeyi çok isterim.
Burada yalnız olmak zor bir şey mi, Draal?
Biraz zor bulursun, yol berbat.
Bizimle gelmek zorunda değilsin ama biz gidiyoruz.
Zor olduğunu biliyorum, ama lütfen kımıldamamaya çalış.
Bana inanmak zorundasınız. Sadece sizin için en iyi olanı istiyorum.
Zor bir geceden sonra ertesi gün enerjisiz olacaksınız.