GEHANDELT HAT - Turkce'ya çeviri

• hareket ettiğini
• yaptı
• davrandığını

Gehandelt hat Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Der Gegenseite gehandelt hat.
Karşı taraf harekete geçti.

Zum Zweck der Gewinnerzielung gehandelt hat;
Kazanç sağlamak amacıyla hareket ettiği;

Ich kann mir nicht vorstellen, dass dieser Mann alleine gehandelt hat.
Bence bu adam tek başına yapmamıştır.

Ich denke nicht, dass ihrer Mutter in böser Absicht gehandelt hat.
Ama annenin kötü bir niyeti olduğunu zannetmiyorum.

FBI-Quelle bestätigt, dass die US-Regierung überzeugt ist, dass Hinckley allein gehandelt hat.
Fbidaki̇ kaynağimiz abd hükümeti̇ni̇n hinckleyni̇n tek başina çaliştiğina i̇kna olduğunu doğruladi.

Es ist möglich, dass der Erpresser aus Rache gehandelt hat, dass er oder sie Briault irgendwie nahe stand.
Şantajcı intikam güdüsüyle hareket etmiş olabilir. Bu adam ya da kadın, Briaultya yakın olabilir.

Weiterhin schlussfolgern wir, dass er ganz allein gehandelt hat, getrieben von einem falschen Patriotismusgefühl
Sonraki saptamamız, kendisinin tamamıyla tek başına hareket ettiği, sapkın bir vatanseverlik anlayışı

besonders der lieben Anne, die ihr Leben riskiert und so schnell gehandelt hat.
Hızlı bir şekilde harekete geçip hayatını riske attın.

Ehrenwerter Richter, wir halten das dass er unbewusst gehandelt hat. für den Auslöser einer unwillkürlichen Reaktion in ihm.
Kendisindeki içgüdüsel bir tepki için bir tetikleyici olduğunu düşünüyoruz. Yargıç, bilinçsizce yaptığı davranışın.

wodurch ihre Mutter gestorben ist, aber sie wird wissen, wie ihre Mutter vor ihrem Tod gehandelt hat.
ama annesinin ölmeden önceki durumunu biliyor olabilir.

So geht es weiter, bis alle Schüler gehandelt haben.
Oyun bu şekilde bütün öğrenciler hareket yapıncaya kadar devam ettirilir.

Die Preise der Unternehmen, die im September nicht einmal gehandelt haben, werden als Null angenommen.
Eylül ayında bir kez bile işlem yapmayan şirketlerin fiyatları sıfır olarak kabul edilir.

Ihre erste Erinnerung wurde ausgelöst, nachdem Sie gehandelt haben.
İlk anın, sen hareket halindeyken canlandı.

Herausfinden, wo wir falsch gehandelt haben.
Nerede yanlış yaptığımızı bulmaya çalışırdık.

Ich frage mich, ob ich richtig gehandelt habe.
Benim yaptıklarım doğru muydu diye merak edip duruyorum.

Du kannst deiner Familie mit der Gewissheit in die Augen sehen, dass du richtig gehandelt hast.
Doğru şeyi yaptığını bilerek hala ailenin gözlerinin içine bakabilirsin.

Strategie. und wir meinen, dass ihr beide dumm gehandelt habt. Wir haben nachgedacht.
Düşündük de… çok ahmakça davrandınız, ikiniz de. Strateji.

Wenn Sie an X2 gehandelt haben, wird jede Preisbewegung um 2(verdoppelt) vergrößert.
Eğer X2de işlem yaptıysanız, herhangi bir fiyat hareketi 2( iki kat) oranında büyütülebilir.

Die Wahrheit ist, dass wir zu spät gehandelt haben.
Gerçek olan… yaptığımız eylem için çok geciktik.

Euch deutlich geworden, wie Wir an ihnen gehandelt haben.
Onlara nasıl yaptığımız, size apaçık belli olmuştu.