COMPARED TO YOU - Turkce'ya çeviri

[kəm'peəd tə juː]
[kəm'peəd tə juː]
seninle karşılaştırınca
you
sana kıyasla
seninle kıyaslandığında
seninle mukayese
seninle karşılaştırıldığında
you
seninle kıyaslanınca
sana nazaran

Compared to you Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Compared to you, I'm only a beginner at this game.
Seninle karşılaştırıldığında, ben bu oyunda sadece bir acemiyim.
Compared to you this chair is a genius.
Seninle kıyaslandığında bu sandalye de dahidir.
He's amateur hour compared to you.
Sakin ol, baba.- Senin yanında amatör kalıyor.
Compared to you, every male on this ship is an expert.
Seninle kıyaslanınca, bu gemideki her erkek uzmandır.
Jonathan, compared to you, they're.
Jonathan, seninle karşılaştırıldığında, onlar.
Compared to you, I'm nothing.
Seninle kıyaslanınca, hiçim ben.
Compared to you, I'm just a flatfoot.
Seninle kıyaslanınca, ben sadece bir düztabanım.
Yes, compared to you, whom no one likes.
Evet, kimsenin sevmediği seninle karşılaştırıldığında.
Nonsense, Penelope, she is nothing to me, indeed, compared to you.
Saçmalama Penelope, seninle kıyaslarsak onun benim için önemi yok.
Compared to you, our Bo Na is still such a baby.
Seninle kıyaslarsak Bo Nam hala bir bebek.
Nowt compared to you.
Seninle kıyaslanamaz.
Compared to you, yes, they are stupid.
Seninle karşılaştırıldıklarında, evet, aptallar.
Nothing compared to you.
Seninle karşılaştırılamaz bile.
Compared to you, yes.
Seninle karşılaştırıldıklarında, evet.
Yes, compared to you, whom no one likes.
Evet, seninle kıyasladığında, kimsenin sevmediği sen.
It's all relative, compared to you. I am the great explorer?
Ama seninle karşılaştıracak olursak ben büyük bir kaşifim, tamam mı?
You don't have to try so hard to be charming.- Not compared to you.
Çekici olmak ikin bu kadar çabalamana gerek yok. Seninle kıyaslanamaz.
Compared to you, almost anyone would.
Seninle karşılaştırınca neredeyse herkes bir yuva verebilir.
Not compared to you.
Sana nazaran değil.
Earth, fucker! Compared to you, he's fuckin' Kobe Bryant.
Seninle karşılaştırıldığında Kobe Bryant gibi kalıyor. Dünyada, göt herif.
Sonuçlar: 88, Zaman: 0.0666

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce