I'M GOING TO LEAVE - Turkce'ya çeviri

[aim 'gəʊiŋ tə liːv]
[aim 'gəʊiŋ tə liːv]
bırakacağım
i will leave
i'm gonna leave
i will
i will stop
i will drop
i'm going to leave
i will quit
i'm going
i will drive
i'm going to stop
terk edeceğim
i will leave
i'm going to leave
i will dump
i shall leave
i'm going to dump
i will ditch
gidiyorum
i'm going
i'm leaving
i will go
i'm heading
i am goin
off to
i will leave
gideceğim
i will go
i'm going
i will
i will leave
i'm leaving
do i go
gonna go
i would go
i shall go
bırakıyorum
i leave
i quit
i will let
i'm giving up
i bequeath
i'm done
i will put
i'm gonna let
ben gideceğim
i will go
i will
i'm gonna go
i'm going to go
i shall go
i'm going to leave
i'm gonna leave
i walk
i'm gonna take off
i'm gonna head
olmak istemiyorum hayır onları yalnız bırakacağım
bırakacağım ve aslında ölümlerine şahit olmak
bırakıp giderim

I'm going to leave Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I have gone through the necessary pains, so now I'm going to leave.
Yeteri kadar acı çektim, bu yüzden artık gidiyorum.
I'm worn out. I'm going to leave you in peace for ever.
Çok yoruldum. Seni sonsuza dek huzur içinde bırakacağım.
Okay, now I'm going to leave, so talk among yourselves.
Pekala, şimdi benim gitmem lazım, siz de kendi aranızda konuşun.
I'm going to leave Nancy.
I'm going to leave. Yeah, I know.
Ben gideceğim. Evet, biliyorum.
Okay, I'm going to leave you on your own.
Tamam seni yanlız başına bırakıyorum.
I'm going to leave now. To your father, too.
Babana da. Peki, şimdi gidiyorum.
I'm going to leave. If you insist on ranting like this.
Böyle garip davranmaya devam ederseniz gideceğim.
I'm going to leave Elaine.- Brian!
Elainei terk edeceğim.- Brian!
So I'm going to leave you alone now.
Seni bir başına bırakıyorum artık.
I'm going to leave for Vienna to study music.
Müzik okumak için Viyanaya gideceğim.
I'm not gone yet. But I'm going to leave now.
Daha gitmedim. Ama şimdi gidiyorum.
I'm going to leave two of my men here around the clock.
Adamımı günün 24 saati burada bırakacağım.
I don't know what this is. But I'm going to leave.
Ben hallediyorum. Ne yaptığınızı bilmiyorum ama benim gitmem gerek.
I'm going to leave. Yeah, I know.
Evet, biliyorum. Ben gideceğim.
Brian.- I'm going to leave Elaine!
Elainei terk edeceğim.- Brian!
I'm going to leave the files for you to look at.
Bu dosyaları bakmanız için size bırakıyorum.
If you pull that trigger, I'm going to leave. Joseph.
Joseph… Eğer o tetiği çekersen, gideceğim.
Yes, I'm going to leave And take you out with me.
Ve seni de yanıma alıyorum Evet, gidiyorum.
I'm going to leave the decision to you, Kjetill.
Bu kararı sana bırakacağım Kjetill.
Sonuçlar: 159, Zaman: 0.1233

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce