SO I CAN GO - Turkce'ya çeviri

• yani gidebilirim
• gidebileyim
• öyleyse gidebilirim
• yani gidebilir miyim
• gidebilmek için
• yapabilirsin ve ben de zamanda geri gidip
• gideyim mi ben yani
• ki gidebileyim

So i can go Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Great. So I can go?
Ben de gidebilir miyim? -Harika?

So I can go easy.
Rahat gidebileyim diye.

Great. So I can go now, right?
Harika, ozaman ben gidebilirim, değil mi?

Now, will you sign off on the revision so I can go?
Şimdi, yeni düzenlemeyi imzalasan da bende gidebilsem artık?

I know, I have to write these words really quick, so I can go sing it.
Biliyorum ama şu sözleri hemen yazmam lazım ki gidip söyleyeyim.

Please pay me for today so I can go.
Lütfen bugünkü ücretimi verin de gideyim.

I'm in first class so I can go anywhere.
Birinci sınıf yolcu olduğum için istediğim yere gidebilirim ben.

Pierce, I am paying a teenager by the hour to care about my children so I can go to this party.
Pierce, bir ergene çocuklarıma baksın diye saat üzerinden ücret ödüyorum ki bu partiye gidebileyim.

So I can go back and tell my younger self to give up,
Bir zaman makinesi yapabilirsin ve… ben de zamanda geri gidip kendi kendime pes etmemi söylerim…

Because nothing's gonna work out the way he wants. so I can go back and tell my younger self to give up, You can build me a time machine Yes.
Evet. Bir zaman makinesi yapabilirsin ve… ben de zamanda geri gidip kendi kendime pes etmemi söylerim… çünkü hiçbir şey istediği gibi gitmeyecek.

Just get back together with her so I can go back to the life I'm accustomed to.
Ona geri dön gitsin ben de artık alıştığım hayatıma geri döneyim.

No. Am I a bad person if I give up Red Bedroom Records so I can go to Spain?
Hayır. Red Bedroom Plakçılıkı, kocamla olabilmek için… İspanyaya gitme uğruna bırakırsam, kötü bir insan mı olurum?

So I can go,'Here, I didn't write this
Böylece gidip, Bak, bunu sana ben yazmadım

So I can go back and tell my younger self to give up, because, nothing's gonna work
Evet. Bir zaman makinesi yapabilirsin ve… ben de zamanda geri gidip kendi kendime pes etmemi söylerim…

then I just want to file it away like it never happened so I can go back to being happy.
olmamış gibi kaldırıp atmak istedim ki tekrar eskisi gibi mutlu olmaya devam edebileyim.

So I could go to him.
Ona gidebileyim diye.

Absolutely. So, I can go?
Öyleyse gidebilirim. Kesinlikle?

Tried getting cleaned up all morning so I could go to court with our son.
Oğlumuzla mahkemeye gidebileyim diye bütün sabah temizlenmeye çalıştım.

Absolutely. So, I can go?
Kesinlikle. Öyleyse gidebilirim.

Frank Murphy covered my whole shift so I could go to the hospital to see my daughter be born.
Frank Murphy kızımın doğumu için hastaneye gidebilmem için benim vardiyamı üstlendi.