CAN'T BE CONTROLLED in Turkish translation

[kɑːnt biː kən'trəʊld]
[kɑːnt biː kən'trəʊld]
kontrol edilemez
uncontrollable
can't be controlled
unmanageable
unruly
is uncontainable
can't be checked out

Examples of using Can't be controlled in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And as the camera now shows these fanatic fans simply can't be controlled.
Şu anda kameraman arkadaşımın da gösterdiği gibi, fanatik taraftar kontrol altına alınamıyor.
And what if the power flow can't be controlled?
Ya güç aktarımı kontrol edilemezse?
Killing machine that can't be controlled. You said Doomsday is a genetically engineered.
Doomsdayin, genetik olarak tasarlanmış… kontrol edilemeyen ölüm makinesi olduğunu söyledin.
I just consulted insisted emotions can't be controlled. The so-called expert.
Danıştığım sözde uzman… duyguların kontrol edilemeyeceği konusunda ısrarcıydı.
He can't be controlled.
Achilleus… O kontrol edilemiyor.
The narrative can't be controlled… What kind of person, that's what people will be talking about.
Nasıl biri bekler, insanlar bunu konuşacak. kontrol edilemez… -Gidişat.
An8}The bulkheads in the passageway from the bottom dock to the Main Control Room can't be controlled remotely.
Alt havuzdan Ana Kontrol Odasına giden geçitteki bölmeler, uzaktan kontrol edilemez.
Symptoms include hysterical, violent, emotional fits that can't be controlled and are often are accompanied by complete blackouts and loss of memory.
Semptomları histeri, şiddet, duygusal kontrol edilemeyen dengesizlikler ve… hiç hatırlanamayan hafıza kayıpları.
You mean that Jet Jaguar can't be controlled by humans… and it's thinking on its own? Survival?
Hayatta kalma mı? Yani Jet Jaguarın insanlar tarafından kontrol edilemediğini… ve kendi kararlarını kendisinin verdiğini mi söylüyorsun?
emotional fits that can't be controlled and are often are accompanied by complete blackouts and loss of memory.
sık sık nöbet ve hafıza kaybı eşliğinde… kontrol edilemeyen duygusal dönüşümler.
Cannot be controlled.
Kontrol edilemez.
The Black Sky cannot be controlled, manipulated or transported.
Kara Gök kontrol edilemez, kullanılamaz ve taşınılamaz.
Last of the things that cannot be controlled.
Bu kontrol edilemez.
The goddess cannot be controlled or trusted.
Tanrıça kontrol edilemez ve güvenilmez.
My brother cannot be controlled and will bring nothing but disaster.
Ağabeyim kontrol edilemez ve sadece felaket getirir.
No. This cannot be controlled.
Bu, kontrol edilemez. Hayır.
Chaos… By its very definition cannot be controlled.
Kaos tanımının da belirttiği gibi kontrol edilemez.
Navigation and propulsion cannot be controlled from here.
Seyrüsefer ve itici güç buradan kontrol edilemez.
Time and destiny cannot be controlled by mortals.
Zaman ve kader ölümlüler tarafından kontrol edilemez.
This cannot be controlled.
Bu, kontrol edilemez.
Results: 45, Time: 0.0467

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish