CLAWED in Turkish translation

• pençeli
• pençeledi
• tırmaladı
• tırnaklı
• pençeleriyle
• pençesi

Examples of using Clawed in English and their translations into Turkish

I sneaked into the prince's tent and clawed his portrait.
Prensin çadırına süzüldüm ve portresini tırmaladım.

Clawed at her attacker.
Ona saldıranı tırmalamış.

This poor woman, clawed beyond recognition.
Zavallı kadın tanınmayacak şekilde pençelenmişti.

Lifeless, beady eyes, clawed feet, huge grotesque wings.
Cansız, korkunç gözleri, pençe gibi ayakları, garip kanatları vardır.

Clawed animals don't travel in herds, Mitchell.
Pençeler'' mi demek istedin? Pençeli hayvanlar sürü hâlinde gezmez, Mitchell.

The clawed things out there, they went peacefully.
Dışarıdaki kıskaçlı şeyler huzur içinde gitti.

Clawed. neutered.
Tırmalanmış. Hadım edilmiş.

You clawed me.
Beni tırnakladın.

But while Archaeopteryx could certainly fly, it could also clamber up tree trunks and along the branches like a tree-living reptile, thanks to those clawed fingers.
Ama Archaeopteryx, uçmasının yanı sıra pençeli parmakları sayesinde ağaçta yaşayan bir sürüngen gibi ağaç gövdelerine tırmanıp dalları boyunca ilerleyebiliyordu.

From the clawed limbs of reptiles that would colonise dry land… to the powerful arms of primates that could traverse through the trees.
Karaları istila edecek olan sürüngenlerin pençeli uzuvlarından ağaçlarda gezinebilen primatların güçlü kollarına kadar.

My Dad's got the lab working on the shoe prints. But, uh we're both kind of mystified about how giant clawed werewolf feet turn back into a pair of sneakers.
Babam, ayak izlerini laboratuvara gönderdi ama ikimiz de dev pençeli bir kurt adam ayağının nasıl bir çift spor ayakkabıya dönüştüğüne şaşırmış durumdayız.

Lifeless beady eyes, clawed feet, huge, grotesque wings, even fangs. They're hideous.
Cansız, korkunç gözler, pençeli ayaklar, acayip kanatlar. İğrençtirler.

When the boy lied and cheated and clawed and fought, this good man showed compassion and love.
Çocuk yalan söylediğinde, ihanet ettiğinde ve pençelerini gösterip kavga ettiğinde… bu iyi adam merhamet göstermiş ve çocuğu sevmiş.

And if you don't get out of the way now-- me and my friends have been chased, clawed, bitten, drowned For the last few days.
Son birkaç gün içinde kovalandık, pençelendik, ısırıldık, boğulduk ve hemen çekilmezseniz… Buraya kadar nasıl geldiğimizi öğreneceksiniz.

Nine meters long with a battery of saw blade-like teeth a powerful clawed forearms- Allosaurus is a formidable hunter.
Dokuz metre boyuyla, bir seri testere gibi keskin dişleriyle ve güçlü pençelere sahip ön kollarıyla Allosaurus, aşılması zor bir avcıdır.

Another dead teenage couple was found at Makeout Point, clawed beyond recognition.
Bir genç çift daha bir sevişme alanında ölü olarak bulundu. Pençelenerek tanınmayacak bir hâle gelmişler.

Lifeless beady eyes, clawed feet, huge, grotesque wings, even fangs. They're hideous.
Garip kanatları vardır. Vampir dişleri vardır. Cansız, korkunç gözleri, pençe gibi ayakları.

beady eyes, clawed feet, They're hideous.
korkunç gözleri, pençe gibi ayakları, garip kanatları vardır.

Scientists think that chytrid fungus started to spread back in the 1940s, when African clawed frogs, which were probably carrying the fungus, were shipped all over the world for medical research,
Bilim adamları, chytrid mantarının 1940larda muhtemelen mantar taşıyan Afrika Pençeli Kurbağalarının gebelik testi dahil olmak üzere tıbbi araştırma için tüm dünyada sevk edildiği zaman,

wingless, serpentine creatures with clawed feet.
tipik olarak pençeli ayakları olan büyük, kanatsız, serpantinli yaratıklar olarak tasvir edilmiştir.