CORN BREAD in Turkish translation

[kɔːn bred]
[kɔːn bred]
mısır ekmeğinden
mısır ekmeğini
mısır ekmekli

Examples of using Corn bread in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Where is my corn bread?
Mısır ekmeğim nerede?
My corn bread.
Benim mısır ekmeğim.
I will be right back with your corn bread.
Mısır ekmeğinizi getiriyorum. Bunu unutmayacağım.
Yeah, that's my Famous chili and corn bread.
Evet, o benim meşhur fasulye ve mısır ekmeğim.
And there's fried chicken, sweet potatoes, corn bread and apple cobbler.
Kızarmış tavuk, yerelması, mısır ekmeğime elma kompostosu var.
Last time you made your chili and corn bread your ex-girlfriend was on the island.
En son fasulyelye mısır ekmeği yaptığında eski kız arkadaşın buradaydı.
Corn bread. Collard greens.
Misir ekmeği. Yeşil sebze.
Chili and corn bread So, what then?
Burada chili ve mısır ekmeği mi? Ne yani?
Let me get molasses with my corn bread.
Mısır ekmeğim için biraz daha pekmez alabilirmiyim.
I had some corn bread this morning.
Sabah biraz mısır ekmeği yedim.
And I'm gonna be back at the car wash monday morning. and some kool-aid, Cook some chicken and some corn bread.
Biraz tavuk ve biraz mısır ekmeği… biraz limonata yaparız… ve Pazartesi sabahı araba yıkamaya geri dönerim.
Cook some chicken and some corn bread and I'm gonna be back at the car wash monday morning. and some kool-aid.
Biraz tavuk ve biraz mısır ekmeği… biraz limonata yaparız… ve Pazartesi sabahı araba yıkamaya geri dönerim.
Okra. Maybe some of that fine corn bread your missus make… if she don't mind.
Belki de karının yaptığı o güzel mısır ekmeğinden… mahsuru yoksa. Bamya.
Cook some chicken and some corn bread and some kool-aid, and I'm gonna be back at the car wash monday morning.
Biraz tavuk ve biraz mısır ekmeği… biraz limonata yaparız… ve Pazartesi sabahı araba yıkamaya geri dönerim.
Pedro. Yeah, so he came back with a, uh… a fried catfish, uh… on… on corn bread.
Evet, döndüğünde elinde… mısır ekmeği üstünde kızarmış yayınbalığı vardı.- Pedro.
a man one more time, you're gonna be picking corn bread out of your extensions.
adam diyecek olursan, mısır ekmeği uzantılarını dışardan taşıyor olacaksın.
Jalapeno corn bread.
bollito Jalapenolu mısır ekmeği gibi.
black-eyed peas for good luck, red beans and rice, corn bread, candied yams.
kızarmış piliç şans getirmesi için börülce barbunyalı pilav, mısır ekmeği ve şekerli patates var.
Stayin' here's better than plowing' from sun up to dark and livin' on side-meat and corn bread and never havin' a dollar you don't owe somebody.
Burada kalmak sabahtan akşama kadar saban sürmekten iyidir domuz eti ve mısır ekmeği ile yaşamak birilerine borçlanmaktan bir doların bile olmaz.
All we have got is roast beef and corn bread, But that's a feast in this country.
Ama bu ülkede bir ziyafettir. Elimizde sadece biftek ve mısır ekmeği var.
Results: 113, Time: 0.0426

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish