DETECTS in Turkish translation

• algılar
• algılıyor
• tespit eder
• saptıyorlar
• tespit etti
• saptar
• algılayan

Examples of using Detects in English and their translations into Turkish

This baby detects blockage and then ramps up the power.
Bu bebek, takılmaları fark edince gücünü arttırıyor zaten.

I-I wasn't finished.- I have an app which detects and disrupts high frequency vibrations.
Benim yüksek frekanslı titreşimleri belirleyen ve bozan bir uygulamam var.

That device that you're holding is a Breathalyzer that detects cancer.
Elinizde tuttuğunuz o cihaz kanseri saptayan bir nefes-ölçerdir.

Detects radiation levels.
Radyasyon seviyesini ölçüyor.

This detects abbreviations.
Bu kısaltmaları tespit ediyor.

Yeah, my Doppler radar detects a fist storm.
Evet, Doppler radarım bir yumruk fırtınası tespit ediyor.

It's the protein in the crabs' blood that detects contamination.
Yengeçlerin kanındaki bir protein ve kirliliği tespit ediyor.

That detects contamination. It's the protein in the crabs' blood.
Yengeçlerin kanındaki bir protein ve kirliliği tespit ediyor.

Now Jonah's Captain, shipmates, was one whose discernment detects crime in any, but whose cupidity exposes it only in the penniless.
Şimdi Yunus Kaptan, shipmates, ayırt herhangi bir suç algılar olan biriydi, ama sadece beş parasız olan açgözlülük ortaya çıkarır.

It includes a software called Lenovo Picks that detects the position of the device and recommends apps for each mode.
Lenovo Picks adlı bir yazılım içerir ve bu cihazın konumunu algılar ve her mod için uygulamalar önermektedir.

Unlike shrews, which are adapted to hear high-pitch sound, this mole detects very low ones.
Tiz seslere uyum sağlamış sorekslerin aksine bu köstebek çok pes sesleri tespit eder.

But this blood test detects the HCG hormone, which is the one that we want, a week after conception.
Ama kan testi HCG hormonunu saptar bu da bizim gebeliğin ilk haftasında görmeyi beklediğimiz şeydir.

shuts itself down, or the system detects a troublemaker and eliminates it.
sistem sorunu algılar ve ortadan kaldırır.

her brain generates intentions, and wants to assist her movements. and the robot detects these intention signals.
robot bu niyet sinyallerini tespit eder ve onun hareketlerine yardım etmek istiyor.

In the case of the tire, an air pressure monitor detects the loss of pressure and notifies the driver.
Lastikteki hava basıncı izleyicisi basınç kaybını algılar ve sürücüyü uyarır.

A light pen detects changes of brightness of nearby screen pixels when scanned by cathode-ray tube electron beam and communicates the timing of this event to the computer.
Işık kalemi, katot ışın tüpü elektron ışını tarafından tarandığında yakınlardaki ekran piksellerinin parlaklığının değişimini algılar ve bu olayın zamanlamasını bilgisayara iletir.

Its main, unique feature is a user interface named TouchFLO that detects a sweeping motion and can distinguish between a finger and a stylus.
Ana ve benzersiz özelliği TouchFLO adlı bir kullanıcı arayüzü olup, süpürme hareketini algılar ve parmakla stylus kalemi birbirinden ayırır.

A different approach detects when a bitcoin address is copied to a clipboard and quickly replaces it with a different address, tricking people into sending bitcoins to the wrong address.
Farklı bir yaklaşım ise, bir bitcoin adresi panoya kopyalandığı zaman algılanır ve hızlı bir şekilde farklı bir adresle değiştirir ve böylece kullanıcı yanlış adrese bitcoin gönderir.

If one arm detects an attractive odour,
Eğer kollardan biri çekici bir koku algılarsa baskın hâle gelir

Learning that the ship will be remotely detonated if the space-station detects the creature aboard, the Doctor works to prevent this happening.
Uzay istasyonu eğer gemideki bu yaratığı tespit ederse geminin uzaktan patlatılacağını da öğrenir ve Doktor bunu engellemek istemektedir.