DIFFERS in Turkish translation

• farklıdır
• farklı

Examples of using Differs in English and their translations into Turkish

Filtration differs from adsorption, where it is not the physical size of particles that causes separation but the effects of surface charge.
Filtreleme, ayrılmaya neden olan parçacıkların fiziksel büyüklüğü değil, yüzey yükünün etkileri olduğu adsorpsiyondan farklıdır.

This is a report from Major Hogan, which differs somewhat from your account, Sir Henry.
Bu Binbaşı Hogandan bir rapor,… sizin açıklamanızdan biraz farklı Sör Henry.

Mexican Sign Language also differs from Spanish Sign Language.
Meksika İşaret Dili de İspanyolca İşaret Dilinden farklıdır.

Each particle in the Standard Model would have a superpartner whose spin differs by 1/2 from the ordinary particle.
Standart Modeldeki tüm parçacıklar dönüşü sıradan parçacıktan ½ kadar farklı olan süpereşe sahiptir.

cordovan, and oxblood, but differs from each of these in subtle ways.
bunların her birinden ince şekillerde farklıdır.

This differs from the approach taken by similar backup utilities rsync and FlyBack, which examine modification dates of all files during backup.
Bu, yedekleme sırasında tüm dosyaların değiştirilme tarihlerini inceleyen benzer yedekleme yardımcı programları rsync ve FlyBack tarafından alınan yaklaşımdan farklıdır.

celebrate on December 25th, the Orthodox population observes the older, Julian calendar, which differs from the Gregorian one by about a fortnight.
Ortodoks nüfusu Gregoryen takviminden yaklaşık on beş gün farklı olan daha eski Jülyen takvimini izliyor.

The Confucian system differs very strongly from Kantian ethics in that there are rarely laws or principles which can be said to be true absolutely or universally.
Konfüçyüsçü sistem Kantçı sistemden, ancak ender olarak mutlak veya evrensel olan yasalar veya prensipler içerdiğinden çok farklıdır.

Such linear voltage gradient differs from rechargeable electrochemical batteries, in which the voltage between the terminals remains independent of the amount of stored energy, providing a relatively constant voltage.
Bu tür lineer voltaj Gradyan hangi uçları arasındaki gerilim depolanan enerji miktarı bağımsız kalır şarj edilebilir elektrokimyasal piller, nispeten sabit bir gerilim sağlanması farklıdır.

The emphasis on feelings differs slightly from how other theories have previously defined self-enhancement needs, for example the Contingencies of Self-Worth Model.
Duygulara vurgular diğer teorilerin daha önce kendini geliştirme ihtiyaçlarını nasıl tanımladığından biraz farklıdır, örneğin öz değer modelinin koşulu için.

The most probable energy loss differs from the mean energy loss and is described by the Landau-Vavilov distribution.
En olası enerji kaybı, ortalama enerji kaybından farklıdır ve bu Landau-Vavilov dağılımı ile tanımlanır.

typical Spanish apartment block, the design of the apartment complex differs greatly.
metodsal benzerlik içinde olsa bile apartman kompleksi tasarımı son derece farklıdır.

Orthodox Christmas differs from the non-Orthodox, Western Christmas in two
Ortodoks Noeli, Ortodoks olmayan Batı Noelinden iki önemli farklılık içeriyor- 7 Ocakta kutlanıyor

Deutscher explained that her version of the story differs considerably from the traditional fairy-tale, because music is a central part of the plot.
Deutscher hikâyenin kendi versiyonunun geleneksel masaldan ciddi biçimde farklılaştığını çünkü müziğin konunun merkezî bir parçası olduğunu ifade etmiştir.

Obviously differs from my own personal beliefs, but if these stories have helped you through some spiritual turmoil.
Kişisel inançlarımdan farklı olduğu aşikar ama bu hikayeler ruhsal bir hengameden kurtulmana yardımcı olduysa… 6. bölümü oku.

The respiratory system of birds differs significantly from that found in mammals, containing unique anatomical features such as air sacs.
Kuşların solunum sistemi kendilerine özgü hava keseleri gibi anatomik özelliklerle memelilerden önemli derecede ayrılır.

The directions of the folds at any vertex-- the number of mountain folds, the number of valley folds-- always differs by two. Two more or two less.
Her köşede kesişen tepe katlarının sayısı ile vadi katlarının sayısı arasındaki fark-- her zaman ikidir. İki fazla veya iki az.

if they are caught, they will come to know how this king differs from his predecessor.
benzerlerine inanmayı sürdürenler bunları yaparken yakalandıkları takdirde bu kralın selefinden nasıl farklı olduğunu öğrenecekler.

Each methodology differs both in the ways in which they are implemented, as well as the relative effectiveness they afford in increasing the CPU's performance for an application.
Her bir metodun uygulanma tarzlarından aynı zamanda da bir uygulama için MİBnin performansını artırmada sağladıkları göreceli etkinlik bakımından da birbirlerinden fark etmektedir.

Michelangelo's depiction of the Madonna and Child differs significantly from earlier representations of the same subject, which tended to feature a pious Virgin smiling down on an infant held in her arms.
Michelangelonun Madonna ve Çocuk u betimlemesi aynı konunun tasvir edilmelerinden anlamlı bir şekilde farklı olmaktadır ki kolları arasında tuttuğu bebeğe dindar Meryemi gülümseyerek göstermektedir.