DONATING in Turkish translation

[dəʊ'neitiŋ]
[dəʊ'neitiŋ]
bağışlamak
to donate
to forgive
forgiveness
spare
to pardon
donor-surrogate
bağışı
donation
charity
donor
grant
fundraiser
money
contribution
donate
fundraising
bagis
bağış
donation
charity
donor
grant
fundraiser
money
contribution
donate
fundraising
bagis
bağışlama
to donate
to forgive
forgiveness
spare
to pardon
donor-surrogate
bağışlamaya
to donate
to forgive
forgiveness
spare
to pardon
donor-surrogate
bağışlamış
to donate
to forgive
forgiveness
spare
to pardon
donor-surrogate

Examples of using Donating in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
People are donating money. Not a lot, but some.
İnsanlar para bağışlıyor, çok değil ama biraz.
I can never possibly repay the great debt I owe you for donating this Zendo.
Bu Zendoyu bağışladığınız için size olan borcumu ödememin olanağı yok.
What is the point of donating that?
Onu bağışlamanın mantığı nedir?
Thanks again for donating a photo to the silent auction.
Açık artırmaya fotoğraf bağışladığın için. Tekrar teşekkürler.
It's a sort of life of servitude, donating your actual body to the protection for something.
Bir çeşit esaret yaşamı bir şeyi korumak için bedenini bağışlıyorsun.
Larry's donating all his books to the library.
Larry bütün kitaplarını kütüphaneye bağışlıyor.
Sleeping with, bathing, donating a kidney… It's still not enough.
Yatsa, birlikte banyo yapsa, böbreğini bağışlasa yine de yetmez.
You know, I have heard of donating a body to science.
Bliyorsun, bilime bir vücut bağışlamayı duydum.
Donating his kidney to Gilbert to get out of it.
Bundan yırtmak için böbreğini Gilberta bağışladı.
I was just thanking our friend here for generously donating his truck.
Ben de bu eli bol dostumuza kamyonetini bağışladığı için şükranlarımı sunuyordum.
Donating my eggs.
Yumurtalıklarımı bağışlamaktan.
Thanks again for donating a photo to the silent auction.
Açık artırmaya fotoğraf bağışladığın için.
Are in there right now, donating blood.
İki memurum şu anda… kan bağışındalar.
Donating his kidney to Gilbert to get out of it. Lucky Pierce.
Şanslı Pierce. Bundan yırtmak için böbreğini Gilberta bağışladı.
Donating all the money you have saved in your lifetime must not be an easy thing.
Hayatınız boyunca kazandığınız bu parayı bağışlamanız kolay olmasa gerek.
It's not Iike donating to the Red Cross, he needs a lot of blood.
Kızıl Haça bağış yapmak gibi değil, ona çok kan gerek.
Andrew donating to both parties is all over the blogs.
Andrewın iki partiye de bağışta bulunması bütün bloglarda yer almış.
I just wanted to say that donating one of your cars today was a class act.
Sadece arabalarınızdan birini bugün bağışlamanızın çok takdire şayan olduğunu, söylemek istedim.
Donating plasma?
Plazma bağışı mı?
It just seemed like a lot more fun than donating blood.
Kan bağışı yapmaktan daha zevkli geldi bana.
Results: 108, Time: 0.066

Top dictionary queries

English - Turkish