DYNAMIC in Turkish translation

[dai'næmik]
[dai'næmik]
dinamik
dynamic
enerjik
energetic
energy
vibrant
dynamic
feisty
peppy
energetically
energized
vigorous
hyper
hareketli
move
movement
motion
action
act
activity
gesture
mobility
devingen
dynamic
dinamiği
dynamic

Examples of using Dynamic in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
This says that I comprehend the military industrial power dynamic.
Bu, askeri-sanayi güç dinamiklerini anladığımı gösteriyor.
But he's actually destabilizing it. Subject four was supposed to balance the dynamic.
Ama dengeyi bozuyor. Denek dört, dinamiği dengeleyecekti.
Bill.- Mikey! Very dynamic wheels.
Çok enerjik tekerlekler. Mikey.- Bill.
Wherever you go, you can find people who are smart, resourceful and dynamic.
Dünyanın neresine giderseniz gidin akıllı, yetenekli ve hareketli insanlar bulabilirsiniz.
Mathematicians apply a path minimization to analyze this kind of predator-prey dynamic.
Matematikçiler bu tür avcı-av dinamiğini analiz etmek için yol minimizasyonu uygular.
You're running fluid dynamic specs while we're having sex.
Seviştiğimiz sırada sıvı dinamiklerini çalıştırıyordun.
Mikey, Very dynamic wheels,- Bill.
Bill. Çok enerjik tekerlekler. Mikey.
Inmate 3866, your prison life… is very dynamic.
Mahkum 3866, hapishane hayatın çok hareketli.
bad realtor" dynamic.
kötü emlakçı'' dinamiğini kullanabiliriz.
You gotta reverse the power dynamic. But hear this: if you're moving forward.
Ama şunu bil: İleri gideceksen… güç dinamiklerini tersine çevirmen gerek.
and I admire dynamic, confident women.
özellikle de kendine güvenen enerjik kadınları takdir ederim.
Objects can be static or dynamic.
Hedefler sabit veya hareketli olabilir.
that would unavoidably bear on the GDP dynamic.
bu durum kaçınılmaz olarak GSYİH dinamiğini etkileyecektir.
if you're moving forward, you gotta reverse the power dynamic.
İleri gideceksen… güç dinamiklerini tersine çevirmen gerek.
And I admire dynamic, confident women. Guys, I'm a people person.
Beyler ben insanları severim, özellikle de kendine güvenen enerjik kadınları takdir ederim.
The one thing the visual system needs in order to begin parsing the world is dynamic information.
Görme sisteminin dünyayı ayrıştırmak için ihtiyacı olan şey hareketli bilgilerdir.
Now that we have met, I get the couple dynamic. I totally understand.
Kesinlikle anlıyorum. Şimdi, tanıştığımıza göre, çift dinamiklerini alabilirim.
They believed a camera changes the interview dynamic.
Kameranın, sorgulamanın dinamiğini değiştirdiğini düşünüyorlardı.
forceful, dynamic woman.
güçlü, enerjik bir kadın.
Triton are complex, dynamic, and violent.
Triton gibi dünyalar karmaşık, hareketli ve vahşidir.
Results: 1171, Time: 0.1401

Top dictionary queries

English - Turkish