ENOUGH TO REMEMBER in Turkish translation

[i'nʌf tə ri'membər]
[i'nʌf tə ri'membər]
hatırlayacak kadar
enough to remember
hatırlayacak
will remember
are gonna remember
you do remember
would remember
enough
you recall
hatırlamak için yeterince
enough to remember
hatırlayabilecek kadar
enough to remember

Examples of using Enough to remember in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
But I'm probably not gonna be here long enough to remember your name. No offense.
Alınma ama,… burada adını hatırlayacak kadar… uzun süre kalmayacağım.
The second, everyone that's old enough to remember says the General
İkinci olarak, hatırlayabilecek kadar yaşlı herkes General
I'm old enough to remember when they walked around with that stuff just tucked away in their heads.
İnsanların bu tür şeyleri sadece kafalarında sakladıkları zamanı hatırlayacak yaştayım.
You know, Todd, I'm old enough to remember when members of this party had a backbone.
Biliyorsun Todd, bu partinin üyelerinin… ne zaman cesur olduklarını hatırlayabilecek kadar yaşlıyım.
I will bet you're old enough to remember a time when people delivered on what they promised.
Eminim, verdiği sözü tutan insanların olduğu zamanları hatırlayacak kadar yaşlısınız.
Some of the people in the room might be old enough to remember the guy on the old oil filter commercial.
Aranızdakilerin bazıları eski yağ filtresi reklamındaki adamı hatırlayacak kadar yaşlı olabilir.
For those of you old enough to remember, we used to have to go to the store to steal it.
Yaşı yetenler hatırlayacaktır, eskiden çalmak için mağazaya gitmemiz gerekirdi.
We both cared enough to remember the day, but we're both too lazy to buy a thoughtful present.
Ikimiz de bu gunu hatirlayacak kadar onemsemisiz ama ikimiz de hos bir hediye almayacak kadar tembeliz.
It's enough to remember our officials who took all this time assuring us that the privatisation of Telekom is a success story.
Arada geçen süre boyunca Telekomun özelleştirilmesinin bir başarı hikayesi olduğunu söyleyen yetkililerimizi hatırlamak yeterli.
For quick approximations, it is enough to remember that doubling the distance reduces illumination to one quarter; or similarly,
Çabuk yaklaşımlar için, çift kat olan uzaklık aydınlığı dörtte birine kadar azalttığını hatırlamak yeterlidir; ya da bunun gibi, 1.4ün( 2nin karekökü)
How old? Old enough to remember.
Hatırlayacak kadar büyüktüm. Nasıl?
How old? Old enough to remember.
Nasıl?- Hatırlayacak kadar büyüktüm.
How old? Old enough to remember.
Kaç yaşındaydınız?- Hatırlayacak kadar büyüktüm.
So you are old enough to remember?
Hatırlayacak kadar yaşlısın demek?
I'm old enough to remember your grandmother.
Büyükanneni hatırlayacak kadar yaşlıyım.
Please, be good enough to remember it.
Lütfen bunu hatırlayacak kadar nazik ol.
I'm old enough to remember Orson Wells.
Orson Wellsi hatırlayacak kadar yaşlıyım.
You weren't old enough to remember when he died.
Öldüğünde onu hatırlayacak kadar büyük değildin.
I didn't think you were old enough to remember.
Hatırlayacak kadar büyük olduğunu sanmıyordum.
Long enough to remember why it is that I love you.
Seni neden sevdiğimi hatırlayacak kadar.
Results: 505, Time: 0.0608

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish