EVERYTHING IN HERE in Turkish translation

• buradaki her şey
• buradaki her şeyi
• buradaki herşey
• burada her şeyi
• burada her şey
• buradaki her şeyin
• her şeyi buraya

Examples of using Everything in here in English and their translations into Turkish

So you say everything in here has some significance?
Yani sen, buradaki her şeyin bir önemi var diyorsun?

Put everything in here.
Her şeyi buraya koyun.

Yeah, the dude knows everything in here.
Evet, dostum burada her şeyi biliyor.

Everything in here runs through me. You know that.
Burada her şey benden sorulur.

That's right. Everything in here is mine, huh?
Buradaki her şey benim mi?- Doğru?

I like everything in here. I like the painting.
Resimi beğendim. Buradaki her şeyi beğendim.

I moved everything in here.
Her şeyi buraya taşıdım.

Do you know everything in here is a chi blocker?
Buradaki her şeyin güzellik engelleyici olduğunu biliyor musun?

They steal everything in here!
Burada her şeyi çalıyorlar!

Everything in here is contaminated.- Suzanne.
Buradaki her şey kirli. Suzanne.

I like everything in here.
Buradaki her şeyi beğendim.

I put everything in here, you know, for the copycats and the cops.
Kopyacılar ve polisler için her şeyi buraya yazdım.

Oh, don't worry, you can ruin everything in here.
Of, boşver, burada her şeyi batırabilirsin.

Everything in here has melted.
Buradaki her şey erimiş.

How much would it cost for me to buy everything in here?
Buradaki her şeyi almak ne kadara patlar?

Let me get… uh, I… Everything in here is metal!
Tahta bulmalıyım! Buradaki her şey metal!

Like everything in here.
Buradaki her şey gibi.

And like everything in here, it's not just for fun.- Ah, nice.
Güzel. Buradaki her şey gibi, sadece eğlence değil.

Everything in here belonged to somebody's grandmother, lady.
Buradaki her şey birilerinin büyükannelerine aittir, hanımefendi.

I mean, everything in here is, like, super valuable future tech.
Yani buradaki her şey çok değerli, gelecekten gelmiş gibi teknolojiler.