EXTRACTING in Turkish translation

[ik'stræktiŋ]
[ik'stræktiŋ]
çıkarma
out of
to take
to remove
to get
make
to extract
pull out
extraction
outta
to dig
almak
take
to get
to buy
to have
to receive
to pick up
to purchase
to grab
to obtain
çıkartmak
to take
out of
to get
to remove
extracting
pull
çıkarılıyor
extracting
is removed
blink wrong
ayıklamak
extract
to weed out
to sift
sorting
çıkarmak
out of
to take
to remove
to get
make
to extract
pull out
extraction
outta
to dig
çıkartıp
out of
to take
to remove
to get
make
to extract
pull out
extraction
outta
to dig
çıkarmaya
out of
to take
to remove
to get
make
to extract
pull out
extraction
outta
to dig
almakta
take
to get
to buy
to have
to receive
to pick up
to purchase
to grab
to obtain

Examples of using Extracting in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Extracting the fetal head now.
Bebeğin kafasını çıkartacağız şimdi.
She distinctly remembers Kovin extracting them.
Belirgin bir biçimde, Kovinin onları çıkardığını hatırlıyor.
OK, extracting the liver.
Tamam, karaciğeri çıkartıyoruz.
Through psychoactive means. Uzman is a master at extracting information from the unwilling.
Isteksiz kişilerden… psikoaktif vasıtasıyla bilgi alma konusunda ustadır.
He wanted to catch the cult red-handed instead of extracting Caleb before it went that far.
Calebi çok uzaklaşmadan kurtarmak yerine tarikatı yakalamak istedi.
It's for extracting milk.
Bu süt çekmek için.
FSB are extracting him.
FSB tahliye ediyor.
I think extracting Wally early from that cocoon left him in a fugue state.
Sanırım Wallyyi kozadan erken çıkarmanız onu bir füj haline sokmuş.
Extracting children from an armed assault.
Çocukları silahlı bir saldırıda kurtarmak gibi.
Okay, set up a tray so we can start extracting the bullets.
Tamam, bir kap hazırla kurşunları çıkarmana başlayalım.
Extracting now.
Şimdi çıkarıyorum.
I'm trained in the art of extracting the truth.
Ben insanın ağzından gerçeği almak için eğitildim.
Extracting the foreign object.
Yabancı cismi çıkarıyorum.
For extracting dna evidence from.
DNA kanıtları ayıklanması için.
The possibility of extracting spin energy from a rotating black hole was first proposed by the mathematician Roger Penrose in 1969
Dönen kara delik spin enerji çıkarma olasılığı ilk 1969 yılında matematikçi Roger Penrose tarafından önerilen
And there's no guarantee that she is… extracting stem cells from such a young child is extremely dangerous and could prove fatal.
Bu kadar küçük birinden kök hücre almak… çok tehlikelidir ve ölümcül olabilir. Bu kızla genetik uyum sağlanırsa
Freeman: Greg's plan calls for extracting and sending it on an intercept course with earth. a 60-mile-wide rock from the asteroid belt.
Freeman: Gregin planı çıkarma çağrısında bulundu asteroit kuşağından 60 mil genişliğinde bir kaya ve onu dünya ile kesişme rotasında göndermek.
Is extremely dangerous and could prove fatal. extracting stem cells from such a young child
Bu kadar küçük birinden kök hücre almak… çok tehlikelidir
Because she has to read so much already. You know, it's gonna be like extracting teeth to get Sylvia.
Sylviayı katmak, diş çıkartmak gibi olacak… çünkü şimdiden okuyacak çok şeyi var.
creating healthier food, managing environmental impact of agriculture, and extracting energy from plants.
tarımın çevresel etkilerini yönetmek ve bitkilerden enerji çıkarma dahil olmak üzere birçok konu ile ilgilenmektedirler.
Results: 99, Time: 0.0763

Top dictionary queries

English - Turkish