GENEROSITY in Turkish translation

[ˌdʒenə'rɒsiti]
[ˌdʒenə'rɒsiti]
cömertlik
generous
bountiful
benevolent
generosity
unselfish
big-hearted
lavish
cömertliği
generous
bountiful
benevolent
generosity
unselfish
big-hearted
lavish
cömertliğiniz
generous
bountiful
benevolent
generosity
unselfish
big-hearted
lavish
cömertliğini
generous
bountiful
benevolent
generosity
unselfish
big-hearted
lavish
bonkörlük
generous
big spender

Examples of using Generosity in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Who would take advantage of his generosity and would try to deceive him.
Majesteleri böyle bir türü sevemez kendisinin cömertliğinden istifade edip onu kandırmaya çalışacak olanları.
The order appreciates your generosity.
Sizin cömertliğinizin bir sonucu.
We are the honored beneficiaries of your unending generosity.
Sonsuz cömertliğinizden dolayı onur duyduk.
And don't we need all the generosity we can get?
Olabildiğince çok cömertliğe muhtaç değil miyiz?
I cannot thank you enough for your generosity, Emekwi.
Cömertliğin için ne kadar teşekkür etsem azdır, Emekwi.
I have been too kind… and this is how you reward my generosity!
Size kibar davrandım ve cömertliğimin karşılığı bu mu!
We so appreciate your generosity.
Biz sizin cömertliğinizi takdirle karşılıyoruz.
He shamelessly exploited our generosity and refused to heed our well-meaning advice.
Cömertliğimizi utanmadan sömürdü ve iyi niyetli tavsiyelerimizi dikkate almayı reddetti.
My generosity ends now.
Cömertliğim burada son buluyor.
I called you because I wanted to thank you for your generosity.
Seni aradım çünkü cömertliğin için teşekkür etmek istedim.
I appreciate your generosity, but we don't need your money.
Cömertliğine minnettarım ama parana ihtiyacımız yok.
Then he wants you to thank them for their generosity.
Ve onlara cömertlikleri için teşekkür etmenizi istiyor.
I for one was not brought up to repay generosity with impertinence.
Yapılan cömertliğe küstahlıkla karşılık vermek için dahil olmadım.
The way I see it… generosity deserves its own reward.
Bu yardımseverliğimiz karşısında cömert bir ödülü hakkettik gibime geliyor.
We're gonna take advantage of the bartender's generosity and get a few comped drinks.
Şimdi barmenin cömertliğinden faydalanıp ikram edeceği içkilerimizi içeceğiz.
Shall we stick golden roses in half the meat pies to commemorate your generosity?
Cömertliğinizi kutlamak için etlerin arasına altın güller koyalım mı?
It's enriched by the maker's generosity so let this murabba trickle into your heart!
Üreticisinin cömertliğiyle zenginleştirilmiş. İzin ver bu murabba kalbine damlasın!
We appreciate the court's generosity, but may we approach the bench?
Sayın Yargıç ve mahkemenin cömertliğine minnettarız. Ama kürsüye yaklaşabilir miyiz?
He has the St. Gregory Award from the diocese, for our generosity.
Cömertliğimiz için yerel piskopostan St. Gregory ödülü almışız.
And it won't do you two any good to hide behind Cutter's generosity.
Cutterın cömertliğinin arkasına sığınmanız, ikiniz için iyi olmaz.
Results: 682, Time: 0.0632

Top dictionary queries

English - Turkish