GOING IN THERE in Turkish translation

• oraya girmesini
• oraya gitme
• içeri girmeyi
• oraya girmek
• oraya girmekle
• oraya girmez

Examples of using Going in there in English and their translations into Turkish

You ain't going in there?
İçeri girmeyeceksin, değil mi?

Then what was your reason for going in there?
Peki oraya girme sebebin neydi?

Heavy going in there, isn't it?
Oraya gitmek sıkıcı, değil mi?

Are you mad at me for going in there?
Oraya girdiğim için kızgın mısın bana?

Carla looked nervous going in there.
Carla endişeli gitti oraya.

It's hard on her, you know. Going in there.
Bu onun için zor, oraya gitmek.

Carla looked awfully nervous going in there.
Carla endişeli gitti oraya.

As much as I want to get drunk, I'm not going in there.
Her ne kadar sarhoş olmayı istesem de oraya girmeyeceğim.

I ain't going in there by myself.
Tek başıma girmem oraya.

We're not going in there to get what doesn't belong to us.
Bize ait olmayan bir şeyi almak için oraya gitmiyoruz ki.

I'm not going in there.
Lazım değil.- Oraya gitmem.

If by that you mean a better option than me going in there, no.
Demek istediğin oraya gitmemden başka bir seçenekse, yok.

Might be better than going in there.
Oraya gitmek, içeri girmekten daha iyi olabilir.

Jack, you're not going in there.
Jack, oraya girmeyeceksin değil mi?

I saw your dumb brother going in there.
Aptal kardeşini içeri girerken gördüm.

But you insisted on going in there and.
Ama sen içeri gitmekte ısrar ettin.

I'm not going in there.
Onun yanına girecek değilim.

Well late going in there.
Girmek için geciktim.

Nuts? Going in there?
Oraya giden bir kaçık mı?

We're not… going in there?
Şuraya gitmiyor muyuz?