HARD AND FAST in Turkish translation

[hɑːd ænd fɑːst]
[hɑːd ænd fɑːst]
sert ve hızlı
hard and fast
hard and swift
rough and fast
zor ve hızlı

Examples of using Hard and fast in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
The line's not hard and fast.
Çizgi sert ve hzl değildir.
Tie those ropes hard and fast.
Halatları sıkı ve çabuk bağlayın.
There's no science, no hard and fast rules.
Bunun bilimi, hızlı ve katı kuralları yoktur.
They will expect us to come hard and fast, so we won't.
Ani ve sert hareket etmemizi bekliyor, öyle yapmayacağız.
And so he will strike hard and fast at the world of Men.
O yüzden de, İnsanların dünyasına sert ve anî saldıracak.
Sure, play it hard and fast.
Tabii, yeter ki zorlu ve hizli olsun.
Yeah. and smash him like a Ming vase. We're gonna hit him high, hard and fast.
Evet, ona yüksekten öyle sert ve hızlı vuracağız ki, Ming vazosu gibi kırılacak.
Striking hard and fast then falling back into the night. hiding in the shadows like animals, Instead,
Bunun yerine zayıf anımızı kollar… hayvanlar gibi karanlıklarda gizlenip… sert ve hızlı bir şekilde saldırırlar,
His cars are armored, so we will have to hit hard and fast, put him down before his security can react.
Araçları zırhlı, o zaman hızlı ve sert vurmamız gerek, güvenliği reaksiyon gösterene kadar indiririz.
This thing hit so hard and fast, we're still trying to contain it.
Şu hastalık o kadar hızlı ve sert vurdu ki, hâlâ kontrol altına almaya uğraşıyoruz.
Instead, they pick at the scab until we bleed, hiding in the shadows like animals, striking hard and fast then falling back into the night.
Bunun yerine, biz hayvan gibi gölgelerde saklanıp kanamadan ölene kadar geceleri hızlı ve sert bir şekilde bize saldırıp geri çekiliyorlar.
Put him down before his security can react. so we will have to hit hard and fast, his cars are armored.
Araçları zırhlı, güvenliği reaksiyon gösterene kadar indiririz. o zaman hızlı ve sert vurmamız gerek.
Striking hard and fast then falling back into the night. hiding in the shadows like animals, Instead, they pick at the scab until we bleed.
Bunun yerine, biz hayvan gibi gölgelerde saklanıp… kanamadan ölene kadar… geceleri hızlı ve sert bir şekilde bize saldırıp geri çekiliyorlar.
And surround them from all sides. We each take a door, going hard and fast.
Her birimiz bir kapı alırız, hızlı ve sağlam gireriz… ve her taraftan onları sararız.
We each take a door, going hard and fast, and surround them from all sides.
Her birimiz bir kapı alırız, hızlı ve sağlam gireriz… ve her taraftan onları sararız.
And do we actually see hard and fast evidence of mankind making sudden huge leaps in metal working?
Ve cidden insanlığın metal işçiliğindeki ani biyük adımlarının hızlı ve somut kanıtını görüp anlayabiliyor muyuz?
fishing, I pulled a"pinfish," they're called, with sharp dorsal spines, up too hard and fast, and I blinded myself in one eye.
bir iğnebalık- sırtlarından çıkan keskin iğneler yüzünden böyle adlandırılıyor- yakaladım oldukça sert ve hızlıca oltadan çektim, ve bir gözümü körelttim.
Yeah… hard and fast.
Öyleymiş… sert ve hızlı.
Hard and fast rules.
Sert ve kesin kurallar.
Hit'em hard and fast.
Sert ve hızlı vurun onlara.
Results: 543, Time: 0.0525

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish