I CAN'T BE CERTAIN in Turkish translation

[ai kɑːnt biː 's3ːtn]
[ai kɑːnt biː 's3ːtn]
emin olamam
i can't be sure
i can't be certain
i won't know
kesin konuşamam
i can't be certain
emin değilim ama bunun yüzbaşının buraya gelmesiyle ilgisi olabilir

Examples of using I can't be certain in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I can't be certain. We will have to run some tests to be sure.
Emin olamam. Emin olmak için bazı testler yapmalıyız.
I got my ideas, but I can't be certain.
Aklımda birileri var ama emin olamıyorum.
Of course, I can't be certain.
Tabi ki, kesin emin olamam.
I can't be certain. And now?
Peki şimdi?- Emin olamıyorum.
And now? I can't be certain.
Peki şimdi?- Emin olamıyorum.
I can't be certain what Tom wants.
Tomun ne istediğinden emin olamıyorum.
Now I can't be certain, but I bet she has a story to tell about the involvement of a certain DEA agent with Los Pepes.
Şimdi emin olamam tabii ama bahse varım, narkotik ajanlarından birinin Los Pepesle olan ilişkisine dair anlatacak bir hikayesi vardır.
I can't be certain, and given Kyle's amnesia, we don't know
Emin olamam. Ve Kyleın amnesiasını göz önüne alırsak,
But our agents inside the ThaI dome report a newly arrived girl prisoner I can't be certain.
Ancak Thal kümbetindeki ajanlarımız yeni gelen bir kızın… kaçmaya çalıştığını rapor etti. Kesin konuşamam.
But I think this has something to do with the captain's visit. Well, I can't be certain.
Emin değilim ama… bunun yüzbaşının buraya gelmesiyle ilgisi olabilir.
Well… Why's that? your shot that brought him down. I can't be certain until I review it myself.
İncelemeden emin olamam ama… sanırım dinazoru sizin attığınız mermi düşürdü. Neden? Şey.
With the captain's visit. Well, I can't be certain… but I think this has something to do.
Emin değilim ama… bunun yüzbaşının buraya gelmesiyle ilgisi olabilir.
The subcutaneous burns are consistent with an isolytic shock, but I can't be certain until I perform a full postmortem.
Deri altındaki o yarıklar izolotik birşokdan dolayı oluşmuş. Ama tam bir otopsi yapmadan emin olamam.
I can't be certain… but I think this has something to do with the captain's visit.
Emin değilim ama… bunun yüzbaşının buraya gelmesiyle ilgisi olabilir.
I can't be certain, but, uh… it's either a shower
Emin olamıyorum, ama, ımm… Bu da bi duşakabin
I can't be certain, of course, but I think Charlie must have suffered some sort of a seizure.
Elbette kesin olduğunu söyleyemem ama sanırım Charlie bir tür kriz geçirmiş olmalı..
I think… Now, I can't be certain.
Düşünüyorum da… Emin olamıyorum, ama.
I can't be certain, but I think they're saying you should leave Gerry.- I think.
Sanırım Gerryden ayrılmanı söylüyorlar. Düşünüyorum da… Emin olamıyorum, ama.
I think… Now, I can't be certain, but I think they're saying you should leave Gerry.
Sanırım Gerryden ayrılmanı söylüyorlar. Düşünüyorum da… Emin olamıyorum, ama.
I can't be certain.
Bundan emin olamam.
Results: 1038, Time: 0.055

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish