IMMUTABLE in Turkish translation

[i'mjuːtəbl]
[i'mjuːtəbl]
değişmez
constant
unchanging
invariant
immutable
unwavering
changes
don't
changeless
unchanged
irrevocable
sabit
steady
constant
still
stable
hard
stationary
static
firm
immutable
rigid
kesin
stop
definitely
sure
certainly
exact
cut
precise
cease
surely
definitive
dosdoğru
straight
right
the right-of-way
are steadfast
summonest
immutable

Examples of using Immutable in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
The immutable truth is,
Yadsınamaz gerçek şu ki, yarın gidiyorum.
That by two immutable things, in which it is impossible for God to lie, we may have a strong encouragement, who have fled for refuge to take hold of the hope set before us.
Öyle ki, önümüze konan umuda tutunmak için Tanrıya sığınan bizler, Tanrının yalan söylemesi olanaksız olan bu iki değişmez şey aracılığıyla büyük cesaret bulalım.
At first glance… it seemed impossible to get lost in them… along the straight paths… between the immutable statues, granite slabs… where you were,
İlk bakışta… içinde kaybolmak imkansız gibi gelirdi… dümdüz yolları boyunca… sabit heykeller arasında, granit döşeme… üzerinde bulunduğun,
That by two immutable things, in which it was impossible for God to lie, we might have a strong consolation, who have fled for refuge to lay hold upon the hope set before us.
Öyle ki, önümüze konan umuda tutunmak için Tanrıya sığınan bizler, Tanrının yalan söylemesi olanaksız olan bu iki değişmez şey aracılığıyla büyük cesaret bulalım.
Immutable, so that it may warn of a severe punishment from Him;
Onu dosdoğru( bir Kitab)
Even now… between the immutable statues, granite slabs… losing yourself forever… along the straight paths… it seemed impossible to get lost in them… At first glance.
Kendini kaybederek, sonsuza dek… içinde kaybolmak imkansız gibi gelirdi… dümdüz yolları boyunca… üzerinde bulunduğun, şimdi bile… sabit heykeller arasında, granit döşeme… İlk bakışta.
Immutable, so that it may warn of a severe punishment from Him;
Dosdoğru( bir Kitaptır)
Along the straight paths losing yourself forever At first glance between the immutable statues, granite slabs it seemed impossible to get lost in them where you were, even now.
Kendini kaybederek, sonsuza dek… içinde kaybolmak imkansız gibi gelirdi… dümdüz yolları boyunca… üzerinde bulunduğun, şimdi bile… sabit heykeller arasında, granit döşeme… İlk bakışta.
even now… between the immutable statues, granite slabs… At first glance… losing yourself f or ever… it seemed impossible to get lost in them.
şimdi bile… sabit heykeller arasında, granit döşeme… İlk bakışta.
even now… At first glance… it seemed impossible to get lost in them… between the immutable statues, granite slabs.
gibi gelirdi… dümdüz yolları boyunca… üzerinde bulunduğun, şimdi bile… sabit heykeller arasında, granit döşeme… İlk bakışta.
Um… it's not immutable… or mutable.
Yani ne sabit ne de değil.
A long street slate roofs, several modest shops and immutable.
Evlerin uzun sokağını bu arduaz çatıları, bu değişmez alçakgönüllü dükkanları….
It's one of the more immutable laws of wormhole physics.
Solucan deliği fiziğinde değişmez kanunlardan biri.
Like you when we don't agree, you are immutable.
Mesela anlaşmazlık yaşadığımızda fikirlerin değişmez oluyor.
Modest shops A long street slate roofs, and immutable.
Evlerin uzun sokağını… bu arduaz çatıları, bu değişmez… alçakgönüllü dükkanları.
Like you, when you don't agree, you're immutable.
Mesela anlaşmazlık yaşadığımızda fikirlerin değişmez oluyor.
Several A long street slate roofs, modest shops and immutable.
Evlerin uzun sokağını… bu arduaz çatıları, bu değişmez… alçakgönüllü dükkanları.
A long street, slate roofs,''several shops…''humble and immutable.
Evlerin uzun sokağını… bu arduaz çatıları, bu değişmez… alçakgönüllü dükkanları.
That we thought was immutable has been transformed. the balance of nature.
İnsanın değişemez sandığı gezegen şartlarımız, artık değişmektedir..
The only immutable goal in the Soviet state. It was, is and will be.
Bu, geçmişte, bugün ve gelecekte Sovyet devletinin değişmez ülküsüdür.
Results: 116, Time: 0.0376

Top dictionary queries

English - Turkish