Examples of using Max in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Booth's killed more people than Max has and he works here.
Oh… Poor thing, she's taking this Max break-up pretty hard.
Zavallı şey, Maxten ayrılışını çok zor atlatıyor.So Tully leaves Max and what, gets the gun out of hock?
Yani Tully Maxten ayrılınca silahı rehinden mi kurtardı?But she was so in love, so Max said yes.
Ama seni seviyordu, Maxte bu yüzden evet dedi.We have to ask Max not to run for president.
Maxten başkanlık için adaylığını koymamasını istemek zorundayız.It's a letter from Max.
Bu Maxten bir mektup.It's all I have got left of Max.
Maxten geriye kalan tek şey.In here. Max, stay.
Burada. -Max, kal.Max, stay. In here.
Burada. -Max, kal.To bed. Steph, would you mind taking care of Max, please?
Could you please let Max hold onto him?
Maxte kalmasına izin verebilir misiniz?Max has all these dreams.-What's up?
Ne oldu? -Max hep garip rüyalar görür?Max, get away from the door. Please.
Lütfen. -Max, kapıdan uzaklaş.I will ask Max for money.
Maxten para isteyeceğim.It's a letter from Max. What?
Bu Maxten bir mektup. Ne?Was that… Mad Max.
An8} Çılgın Maxti.{ \an8} Yoksa bu.Do you know where Max is? No. What?
Hayır. -Max nerede, biliyor musun? Ne?Where are you? Max.
Max something. I feel bad.
Maxmiş adı sanırım. Kötü hissettim kendimi.Why's that? Maybe because you gave my Max job to an unqualified child?
Maksimumdaki işimi vasıfsız bir çocuğa verdiğin için olabilir mi? Neden?
