ORBITING in Turkish translation

['ɔːbitiŋ]
['ɔːbitiŋ]
yörüngesinde
orbital
trajectory
the orbit's
the orbiter
etrafında
around
perimeter
there's
going around
yörüngedeki
orbital
trajectory
the orbit's
the orbiter
yörüngesindeki
orbital
trajectory
the orbit's
the orbiter
yörüngede
orbital
trajectory
the orbit's
the orbiter
etrafındaki
around
perimeter
there's
going around

Examples of using Orbiting in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Orbiting the planet at maximum velocity.
Maksimum hızla gezegenin yörüngesindeyiz.
past Earth, and then start orbiting Jupiter.
Dünyayı teğet geçtikten sonra Jupiterin yörüngesine girecekler.
someone's stride like the Moon orbiting around the Earth.
ayın dünyanın etrafındaki yörüngesi gibi.
Our plan is still to repurpose the IO Probe orbiting Jupiter as a kinetic impactor.
Planımız hala IO roketini Jupiter yörüngesine kinetik ayrıştırıcı olarak sokmak.
Still orbiting Gideon.
Hâlâ Gideon yörüngesindeyiz.
Currently orbiting Saturn.
Şu anda Satürn yörüngesindeyiz.
If he were any bigger, he would have moons orbiting him.
Biraz daha büyük olsaydı, ay onun yörüngesine girerdi.
WASP-121b is an extrasolar planet orbiting the star WASP-121.
Işıkyılı uzaklıktadır, 12. kadirden bir yıldızdır, Güneş dışı gezegen WASP-1b bu yıldız yörüngesindedir.
Now orbiting P3X-7 44, sir.
Şu anda P3X-7 44ün yörüngesindeyiz, efendim.
Orbiting Haven with a Tarellian vessel locked in our tractor beam.
Çekici ışınımızın ucunda bir Tarellian gemisiyle Cennetin yörüngesindeyiz.
Direct Imaging of Multiple Planets Orbiting the Star HR 8799.
Bu gezegen HR 8799 yıldızının yörüngesindedir.
Orbiting around Jimmy's big head.
Jimmynin koca kafasında yörünge.
Now they're going to try orbiting a rocket around the moon.
Şimdi onlar yörüngede dönen ayın yörüngesini değiştirmeyi deneyecek.
The bad news is, it's on board that Galra ship now orbiting Arus.
Kötü haber ise, Arus yörüngesine giren bir Galra gemisinde.
Orbiting enga's redoubt. the kodiak homeworld.
Kodiak ana gezegeni. Enga Mevziinin yörüngesi.
Both capable of sustaining life, both orbiting the same sun.
Hem hayat sürdürme şekilleri aynı, hem de güneş yörüngeleri.
Our position: orbiting planet M-113.
Konumumuz, M-113 gezegeninin yörüngesindeyiz.
Orbiting at 20,000, sir.
Efendim. Yörüngemiz 20.
Currently orbiting Saturn. Cooper Station.
Cooper üssü. Satürnün yörüngesindeyiz.
Cooper Station. Currently orbiting Saturn.
Cooper üssü. Satürnün yörüngesindeyiz.
Results: 488, Time: 0.0569

Top dictionary queries

English - Turkish