Examples of using Paces in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Turn around, walk 10 paces, then stop.
At this time, we move our feet three paces.
Bu sefer 3 adım atıcaksın… Sion!About 10 paces 10 paces is fine.
Adım kadar. 10 Two paces ahead, one to the left.
Lki adm önde, bir Fall them in with the artillery, 20 paces in front of me!
Toplarla birlikte 20 adim önümde hizaya girsinler!This is how the Flash paces. You're jogging.
Four paces to the desk or the left?
Masaya dört adım mı?Four paces to the… desk?
Masaya dört adım mı?Two paces… march!
İki adım ayrıI… marş!I like to measure the stage to see how many paces I have in each direction.
Her yöne doğru kaç adım atmam gerektiğini anlamak için sahneyi ölçüyordum.But in a world of snail paces- the conch is something of a Ferrari.
Ama kaplumbağa hızının olduğu bir dünyada helezoni sedef kabuk Ferrariye benzer.I'm gonna run 30 paces northwest.
Kuzeybatıya 30 adım koşacağım.Murphy paces.
Murphy ayaktaydı.So we hit the chord and he paces around the room for three hours, cursing.
Biz akoru çalıyorduk ve o odanın içinde 3 saat boyunca küfrederek dolanıyordu.I'm sorry. I have to hit 10,000 paces or my Bangle- gets mad at me.
Step back three paces.
Üç adim geri çikin.And take one hundred paces to the rock.
Ve kayaya yüz adım yürü.When I begin to count, you will each take ten paces.
Saymaya başladığım zaman her biriniz on adım atacaksınız.You heard the man… 300 paces across the meadow.
Adamı duydun çayırlara doğru 300 adım atıyoruz. Açele et.No. When I begin to count, you will each take ten paces.
Saymaya başladığım zaman her biriniz on adım atacaksınız. Hayır.
