PASSABLE in Turkish translation

['pɑːsəbl]
['pɑːsəbl]
geçilebilir
passable
can be crossed
fena
bad
good
badly
really
nasty
terrible
so
evil
too shabby
wicked
orta ayar
iyi
good
well
fine
nice
great
okay
cool
alright
OK
güzel
good
beautiful
nice
pretty
fine
great
cool
lovely
well
sweet
geçerli
valid
current
good
effective
viable
probable
admissible
same
legitimate
applicable

Examples of using Passable in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
My surveyors could not find a passable route over the peak.
Arazi mühendislerim tepesinden aşmanın yolunu bulamadı.
Far as I know, the road's passable.
Bildiğim kadarıyla yollar müsait.
Not Hine I'm afraid, sir, but passable.
Ama maalesef Hine değil efendim, ama içilebilir.
Take you a whole day, if the tundra's even passable.
Tundra elverişli olsa bile bir gününü alır insanın.
that's all I need to complete this passable project in a doable amount of time.
tek istediğim bu geçilebilir ödevi, yapılabilir bir zaman içerisinde tamamlamak.
Dinesh, I'm sorry, but I think we should be doing a little bit more with this revolutionary compression algorithm than passable video chat.
Dinesh, özür dilerim. Ama bence bu devrim yaratacak algoritmayla orta ayar bir görüntülü konuşma uygulamasından daha fazlasını yapabileceğimizi düşünüyorum.
Although I speak passable French, don't expect me to be able to give a speech at Jérôme's wedding.
Geçerli Fransızca konuşmama rağmen benim Jérômenin düğününde konuşma yapabileceğimi bekleme.
With this revolutionary compression algorithm than passable video chat. but I think we should be doing a little bit more.
Bir görüntülü konuşma uygulamasından daha Ama bence bu devrim yaratacak algoritmayla orta ayar fazlasını yapabiliriz.
And doing our doable, passable banners! and getting up into some puffy paint And then, we are meeting back here!
Sonra tekrar burada buluşuyoruz… şişkin boyalarımızı kuşanıyoruz ve bu… yapılabilir, geçilebilir pankartları hazırlıyoruz!
I'm sorry, with this revolutionary compression algorithm than passable video chat.
uygulamasından daha fazlasını yapabiliriz. Ama bence bu devrim yaratacak algoritmayla orta ayar.
Then, you cough up the DVD so we can go do doable and passable banners. and we go tell Abed you're back in your own bodies.
Böylece sen de şu DVDyi verirsin… Abede bedenlerinize geri döndüğünüzü söyleriz… ve yapılabilir, geçilebilir pankartları bitiririz.
doing our doable, passable banners!
bu… yapılabilir, geçilebilir pankartları hazırlıyoruz!
And then, we are meeting back here and getting up into some puffy paint and doing our doable, passable banners!
Sonra tekrar burada buluşuyoruz şişkin boyalarımızı kuşanıyoruz ve bu yapılabilir, geçilebilir pankartları hazırlıyoruz!
you're back in your own bodies, so we can go do doable and passable banners.
şu DVDyi verirsin Abede bedenlerinize geri döndüğünüzü söyleriz ve yapılabilir, geçilebilir pankartları bitiririz.
Even if that river is passable, those boats would come apart at the first rough water. We never make it Lieutenant.
Nehir aşılabilir olsa da, bu tekneler daha ilk güçlü dalgada alabora olur. Başaramayabiliriz, Teğmen.
And it's not my fault that I have a predilection for good breeding… reasonable intelligence, and passable personal hygiene.
Seni iyi yetiştirmeyi istemem, makul bir zekâya sahip olmam ve orta derecede hijyenli olmam da benim hatam değil.
the two of you make one barely passable doctor slash labradoodle.
güçbela geçerli tek bir doktor ve labrador etmenizi sağlıyor.
But it's passable enough though.
Ama fena değildi.
I have met some pretty passable guys.
Birkaç idare eder adamla tanıştım.
Mine's passable, but yours… Your helmet.
Benimki tam oldu, ama senin ki… Kasketin.
Results: 145, Time: 0.0516

Top dictionary queries

English - Turkish