QUICK THINKING in Turkish translation

[kwik 'θiŋkiŋ]
[kwik 'θiŋkiŋ]
hızlı düşündün
think fast
quick thinking
çabuk düşünme
hızlı düşünme
think fast
quick thinking
hızlı düşünmek
think fast
quick thinking
hızlı düşünmüşsün
think fast
quick thinking

Examples of using Quick thinking in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Quick thinking, Van der Valk.
Hızlı düşün, Van der Valk.
You better do some quick thinking, Roberts.
Biraz hızlı düşünsen iyi olur, Roberts.
Quick thinking.
Çabuk düşünmüşsün.
Quick thinking.
Çabuk düşündün.
Your quick thinking as director of this mission saved us many, many casualties.
Bu misyonun direktörü olarak hızlı düşünmeniz sayesinde… çok daha fazla kayıp vermemiş olduk.
Many casualties. Your quick thinking as director of this mission.
Bu misyonun direktörü olarak hızlı düşünmeniz sayesinde… çok daha fazla kayıp vermemiş olduk.
My quick thinking shouldn't have been necessary in the first place.
Hızlı düşünmeme hiç gerek olmaması gerekiyordu.
Quick thinking, doll.
Çabuk düşünmek, bebek.
That quick thinking of mine is usually need when your observations get us into trouble.
Gözlemleriniz başımızı derde soktuğunda da… her zaman benim hızlı düşünmeme ihtiyaç duyuluyor.
Quick thinking with half a face.
Yarım suratla baya hızlı düşünmüş.
Quick… quick thinking.
Hızlı… Hızlı düşünmüş.
Jesse, I'm gonna need some of that quick thinking of yours.
Jesse, hızlı düşünen kafana ihtiyacım var.
Your quick thinking saved a lot of lives, Dr. Bishop.
Hızlı düşünebilmen sayesinde birçok hayat kurtuldu Dr. Bishop.
Quick thinking and selfless disregard for their own safety." La, la.
Hızlı düşünerek ve kendi güvenliklerini bencillikten uzak bir şekilde hiçe sayarak.
Quick thinking.
Çabuk düşünce.
Your quick thinking saved that man's life.
Çabucak düşünmen birinin hayatını kurtardı.
But not quick enough to save your skin. Quick thinking.
Hızlı düşünüyorsun, ama canını kurtaracak kadar değil!
Quick thinking, but not quick-Rocks?
Hızlı düşünüyorsun, ama canını kurtaracak kadar değil!- Taş mı?
Quick thinking, young lady!
Ne hızlı düşündün genç bayan!
Your quick thinking saved my husband from injuring himself.
Hızlı düşüncen kocamın kendisini yaralamaktan kurtardı.
Results: 59, Time: 0.0496

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish