ROOT in Turkish translation

• kök
• root
• temel
• kökenini
• kaynağı
• kökü
• kökünü
• kökünden
• rootun
• kaynak
• kökeni
• kökeninin
• kaynağını
• temeli
• roota
• rootu

Examples of using Root in English and their translations into Turkish

Only root karate come from Miyagi.
Sadece karatenin temeli Miyagiden geliyor.

How fast Root turned bad. Cutter was always surprised.
Cutter Rootun gözünün bu kadar… hızlı açılmasına hep şaşırmıştı.

The root of"manifest is the word"hand.
İşte bu'' manifesto'' nun kökeni'' el'' kelimesidir.

Don't worry. We will find Root.
Merak etme, Rootu bulacağız.

So, you think that money is the root of all evil.
Yani siz paranın tüm kötülüklerin temeli olduğunu düşünüyorsunuz.

Cutter was always surprised how fast Root turned bad. All right.
Rootun bu kadar kısa sürede çark etmesi Cutteri hep şaşırtmıştı. Tamam.

I won't let Root get to you.
Rootun seni yeniden yakalamasına izin vermeyeceğim.

I need fennel root for those with fever, willow bark.
Ateşi olanlar için rezene köküne ve söğüt kabuğuna ihtiyacım var.

You do still like leola root?
Leola köklerini hala seviyor musun?

It's got wolfbok, capezzi root and tears of morphius in it.
Bunun içinde wolfbok, capezzi kökleri ve Morphius un gözyaşları var.

And shake every clinging root.
Ve köklerinden sallayacaktır.

No more than the leaf owes the root.
Yaprağın köke borçlu olduğu kadar.

So the three brothers started arguing about how to divide the money for the kava root.
Böylece üç kardeş kava kökünün parasını nasıl bölüşecekleri üzerine tartışmaya başlamış.

Did you finish mixing your root remedy?
İlaç köklerini karıştırmayı bitirdin mi?

Mr. Christian, I'm ready for a man to help me ball the root.
Mr. Christian, kökleri destelemek için birini bekliyorum.

The General is a Pashtun to the root.
General köklü bir Paştun.

I love a root vegetable in the winter.
Kışın köklü sebzelere bayılırım.

I have got willow root, hot towels.
Söğüt köküm ve sıcak havlularım var.

The hunter, tangled in the root of Great Tree, became enraged.
Avcı Ulu Ağaçın köklerinde dolaşınca çok öfkelendi.

The root we're looking for has leaves on the bottom.
Aradığımız kökün dibinde yaprak var.