ROUTINES in Turkish translation

[ruː'tiːnz]
[ruː'tiːnz]
rutinleri
routine
just
sıradan
ordinary
just
common
regular
average
normal
casual
mundane
simple
random
yordamları
procedure
protocol
around
rutinler
routine
just
rutin
routine
just
rutinlerini
routine
just
alışkanlıklarla
programı
show
schedule
programming
software

Examples of using Routines in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Routines and stuff.
Rutinlerini, çalışanlarını.
Study their tactics, their routines.
Rutin taktiklere çalışacağız.
About synaptic behavioral routines. I remember that paper that you wrote in school.
Davranışsal alışkanlıklarla ilgili, okuldayken yazdığın… makaleni hatırlıyorum.
Similar routines to being institutionalized.
Hastanedeki gibi rutinler.
I haven't practiced other routines lately.
Son zamanlarda diğer rutinleri uygulamadım.
She's trying to learn your habits and routines.
Alışkanlıklarını ve rutinlerini öğrenmeye çalışıyor.
I remember that paper you wrote in school about… synaptic… behavior routines.
Davranışsal alışkanlıklarla ilgili, okuldayken yazdığın… makaleni hatırlıyorum.
Standby for bounce back and stabilization routines.
Rutin kayma ve sabitlemeler için beklemede kalın.
I mean, you will make new routines.
Yani yeni rutinler edinirsin.
She's trying to learn your habits and routines.
Senin alışkanlıklarını ve rutinleri öğrenmeye çalışıyor.
The unsub must have stalked Serena and Clayton to learn their routines.
Failimiz rutinlerini öğrenmek için Serena ve Claytonı gözetlemiştir.
Let's talk about your daughter's routines.
Kızınızın rutin olarak yaptığı şeylerden konuşalım.
To stop you feeling anything. Your whole life is a series of routines and traditions.
Tüm hayatın, seni bir şeyler hissetmekten alıkoyan rutinler ve gelenekler dizisi.
He seems comfortable, he has routines.
Rahatı yerinde gibi, kendi rutinleri var.
He knew their routines, targeted both Andrea
Rutinlerini biliyormuş. Andrea
Data performs self-diagnostic routines on a regular basis.
Data rutin bir üs öz-tanısı yapıyordu.
Your whole life is a series of routines and traditions to stop you feeling anything.
Tüm hayatın, seni bir şeyler hissetmekten alıkoyan rutinler ve gelenekler dizisi.
Learn the routines. Start rehearsal In the morning.
Prova yarın sabah başlıyor. Rutinleri öğren.
I made a list of all of Glory's routines.
Glorynin rutin olarak yaptığı şeylerin bir listesini çıkardım.
It wasn't just a matter of tuning up some graphics routines.
Bazı grafik rutinlerini iyileştirmekten ibaret değildi.
Results: 189, Time: 0.0826

Top dictionary queries

English - Turkish