SHARED WITH in Turkish translation

• paylaştığım
• paylaştı
• paylaştığı
• paylaştığımız
• ile aynı

Examples of using Shared with in English and their translations into Turkish

His reward. A reward shared with the bank.
Bankayla paylaşacağım bir ödül. Ödülü.

Some things I haven't shared with you.
Seninle paylaşamadığım bazı şeyler var Melek.

I have just shared with you every single thing that I own.
Sahip olduğum her şeyi seninle paylaştım.

Following statements included in the text shared with public and MPs by Şebnem Korur Fincancı.
Şebnem Korur Fincancı tarafından kamuoyu ve milletvekilleriyle paylaşılan metinde şu ifadelere yer verildi.

This is the view the Reichsführer shared with me.
SS Mareşali görüşünü paylaşmıştı benimle.

Good food has to be shared with good friends for it to taste delicious.
Güzel yemekler leziz olması için güzel arkadaşlarla paylaşılmalıdır.

Information that you so kindly shared with Denise earlier tonight.
Bu akşam cömert davranıp Denicela paylaştığın bilgi için.

He picked up the magazine and shared with friends.
Dergiyi almış ve bütün arkadaşlarıyla paylaşmış.

Maybe that's something you should have shared with your partner.
Böyle bir şeyi ortağınla paylaşman iyi olabilirdi belki.

Any classified-weapons knowledge shared with them will be treason.
Onlarla herhangi bir gizli silah bilgisini paylaşmak, hainlik olacaktır.

I have shared with Alec.
Desert_Storm mutlus oezel.

And we pray the loss is balanced by thanksgiving for the life that was shared with us.
Kayıp ile paylaştığımız hayatın dengeli olmasına dua ediyoruz.

Our exalted superiority, shared with no others?
Kimseyle paylaşmadığımız o haşmetli üstünlüğümüz hani?

DNA is what Mulder shared with Jeffrey Spender.
Mulderın Jeffrey Spender ile paylaştığı DNA.

Bohwim was awarded the Amanda Honorary Award in 1997, shared with Aud Schønemann.
Yılında Higgs Nobel ödülünü kazandı ve François Englert ile paylaştı.

Perhaps these young French think a life shared with Germany is here to stay.
Belki de bu genç Fransızlar Almanya ile ortak yaşamı kalıcı sanıyor.

Catherine, after everything I shared with you about Muirfield and what they did to me, now you're gonna lie to my face?
Catherine, Muirfieldla ve bana yaptıklarıyla ilgili seninle paylaştığım onca şeyden sonra, yüzüme bakıp bana yalan mı söyleyeceksin?

A secretary of state for war can't have a woman shared with a spy, or if he was a spy,
Savunma Bakanı, bir Rus casusu ile aynı kadına sahip olamaz.

which I merely shared with all the readers of the daily press,
Ancak, ki ben sadece tüm paylaştı Günlük basın okuyucular,

which I merely shared with all the readers of the daily press,
ben sadece tüm paylaştığı günlük basın okuyucular,