SMALL GROUPS in Turkish translation

• küçük gruplar
• ufak gruplar

Examples of using Small groups in English and their translations into Turkish

In small groups and couples… and, uh, one-on-one. Of course, I have begun to minister much more in what one might call therapeutic environments.
Çiftler veya birebir çevreler içerisinde daha fazla hizmet etmeye başladım. Elbette, tedavi edici ortamlar denebilecek küçük gruplar.

Most escapes were by individuals or small groups; occasionally, there were mass escapes, such as with the Pearl incident.
Kaçanların çoğu bireyler veya küçük gruplardı; ara sıra Pearl olayı gibi toplu kaçışlar oldu.

My mate Mike has been there since'05 taking small groups diving, and I'm telling you.
Dostum Mike 2005ten beri orada küçük grupları dalışa götürür ve sana söylüyorum.

Small groups spread out across the ocean looking for clues that might lead them to the great event.
Küçük gruplarla okyanusa dağılıyor ve o büyük olaya dair ipucu arıyorlar.

For individual transportation or small groups, you have the vertical landing
Küçük grupların ferdi ulaşımı için dikey olarak inip kalkabilen,

Small groups live in the neighboring areas of Kirov Oblast
Küçük bir grup Rusyadaki komşu alanlar olan Kirov Oblastda,

cross-border familial ties, only small groups have been able to cross,
sınır ötesi aile bağlarına rağmen, sadece küçük gruplar sınırı geçebiliyor ve bu da Türkiyenin toplu mülteci

The Windows Live Groups service is optimized for small groups like clubs or families, whereas MSN Groups
Windows Live Grupları hizmeti, kulüpler veya aileler gibi küçük gruplar için optimize edilmişken MSN Grupları,

The exhilaration… And an even smaller group will experience… of the win.
Ve daha küçük bir grup, kazanmanın çoşkusunu tadacak.

Smaller groups are safer.
Küçük gruplar daha güvenli.

And an even smaller group will experience… the exhilaration… of the win.
Ve daha küçük bir grup, kazanmanın çoşkusunu tadacak.

Smaller groups, more comfortable… For all of us.
Hepimiz için Daha küçük gruplar, daha rahat.

Smaller groups, more comfortable… We split in half.
Küçük gruplar, daha rahat olur.

So it is limited to a small group.
Yani sınırlı ufak bir grup.

Small group will be easier to move forward.
Küçük grupla ilerlersek, daha kolay olacak.

It's only a small group of people.
Zaten küçük bir grubuz.

With the herd on the run, the pack manages to isolate a small group.
Kaçan sürüden küçük bir grubu ayırmayı başarıyorlar.

The impact that a small group can make on the world(Music) Applause.
Küçük bir grubun dünyaya yapacağı etki( Müzik) Alkış.

That's got to be a pretty small group.
Bu çok ufak bir grup olmalı.

A small group including Myra Hindley then inspected the peat slopes.
Myra Hindleynin de içinde bulunduğu ufak bir grup daha sonra turba toprak yokuşlarını incelediler.