SOFAS in Turkish translation

• kanepeler
• koltuklar
• koltuk
• kanepe
• kanepelerde
• kanepeleri

Examples of using Sofas in English and their translations into Turkish

These sofas make terrible beds.- Me neither.
Ben de. Kanepeler çok rahatsız.

I was sleeping on people's sofas and sometimes they didn't have sofas to sleep on.
İnsanların kanepesinde uyuyordum. Ve bazen uyunacak kanepeleri olmuyordu.

Just various people's sofas, the car, my office sometimes.
İnsanların kanepelerinde, arabamda, bazen büromda.

Leather sofas, Italian marble,
Deri koltukları, İtalyan mobilyalar;

Which tie makes me look like a guy who likes sofas?
Hangi kravat beni kanepelerden hoşlanan biri gibi gösteriyor?

You probably wouldn't be the first president to get a little shut-eye on one of these sofas.
Bu kanepelerden birinde azıcık gözlerini dinlendiren ilk Başkan olmazsın herhalde.

And do not burn the sofas!
Koltukları da yakma!

Tell the boys, no red wine on my white sofas.
Çocuklara söyle. Beyaz kanepelerimde kırmızı şarap içmek yasak.

It's not the sofas.
Kanepeden değil.

Down at the Ottoman Empire, we got sofas starting at $35.99.
Osmanlı İmparatorluğunda kanepelerimiz 35,99 dolardan başlıyor.

We have other sofas that are lighter.
Açık renkte olan başka koltuklarımız var.

It's yours. You know, like father and son sofas.
Artık senin. Baba oğul koltuğu gibi.

They're a bit green, so we have to reupholster the sofas and get a new rug.
Biraz yeşiller, -Sanırım koltuklarda da yenileme yapabiliriz.

Sofas as deep as tombs.
Kabir kadar derin sedirleri.

All this furniture, that fish tank, the, the, the sofas, that fountain and shit.
Bu mobilyalar, bu akvaryum, kanepeler, çeşmeler ve pislikler.

vertical paneling… maybe widen the windows, right? Lower set sofas.
dikey panel… Kornişler… Alçak koltuk takımı, belki de biraz geniş pencereler, değil mi?

decorate interior walls, sofas, chairs, beds and tables.
Azerbaycanda zemini kapsayacak şekilde, duvarları, koltuk, sandalye, yatak ve masa süslemelerinde kullanılmıştır.

We have two groups to thank- the black and hispanic alumni- for giving us sofas and armchairs.
Teşekkür etmemiz gereken iki grup var: Bize kanepe ve koltuk verdikleri için siyah ve hispanik öğrenciler.

The black and hispanic alumnl- We have two groups to thank- for giving us sofas and armchairs.
Bize kanepe ve koltuk verdikleri için siyah ve hispanik öğrenciler.

I don't want to ask her for anything, and sofas all the way. so I have been doing bar shifts.
Ondan hiçbir şey istemek istemedim… böylece tüm zamanımı bar vardiyalarında ve kanepelerde geçiriyordum.